top of page

2024- İHTİYARİ DEPREM TARİFESİ - SİVİL RİSKLER (1)


TSB 1 Ocak 2024 itibariyle geçerli olacak ihtiyari deprem tarifesini duyurdu . Takip edenler biliyorlardır, burada deprem tarifesinin değişeceğine dair sinyalleri daha önce paylaşmıştım.


Bildiğiniz gibi tarife Sivil Riskler, Ticari ve Sınai Riskler ve İnşaat/Montaj sigorta poliçelerine deprem riskinin poliçelere eklenmesi durumundaki fiyat ve uygulama kurallarını içeriyor.

Bugün ve önümüzdeki hafta tarifedeki değişikliklere ve sigorta poliçelerimize olan etkilerine değineceğim. Maliyetleri hesaplarken dikkat etmeniz gereken değişen uygulama notları var.


Baştan söyleyeyim, tarife teknik bilgilerimizi gözden geçirmemizi ve hesap kitap yapmamızı gerektiriyor. Sigortacılık mesleğindeysek, terimler, tanımlar ve prim hesaplamalarının esaslarına hakim olmamız gerekir. Kalem kağıdınız hazırsa başlayalım.


Önce tarifede sigortaya konu bedelde temel alınan tanımları belirtelim

Aynı riziko- Aynı parselde veya aynı çevre duvarları içinde bitişik veya ayrı - birbirlerine geçişleri olan binalar demektir. Organize sanayi bölgelerinde veya aynı cadde sokak içinde ayrı adreslerde/parsellerde bulunan binalar aynı riziko değildir.

Aynı sigortalı- Özellikle holding ya da grup çatısı altında birleşen şirketler aynı alanı kullanıyor olabilirler, ama tarifeye göre kendi sigorta bedelleri ile ayrı tüzel kişilik olarak ele alınırlar.

Toplam deprem bedeli- Aynı riziko ve aynı sigortalı tanımına uygun tüzel kişiliğin mülkiyetindeki bedeli ifade eder. Kar kaybı bedeli bu bedele eklenmez.


Ticari rizikolarda bir beklenti de tarifeye tabi toplam sigorta bedelinin yükseltilmesiydi, ancak limit değişmemiş. Yine 2 Milyar TL. Özetle, aynı alanda bulunan grubun farklı şirketlerine ait veya aynı sigortalıya ait olup farklı adreslerde bulunan binaların toplamı alınıp deprem bedeli ve doğal olarak 2 Milyar TL'yi aşsa bile tarife dışı bir fiyat kullanılamaz. Burada da emtia değerinin %40'nın dikkate alınacağı notu var. Bu da özellikle bedel hesaplaması ve plasman aşamasında dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı.


Tarifenin esas aldığı diğer kriterler ;

Ülkemiz, deprem riskine göre 1. en riskli bölge olmak üzere 7 bölgeye ayrılmıştır (zone). Tarife, sivil, ticari, inşaat/montaj olmak üzere, yapı tipi ve deprem bölgesine göre hesaplamalarda kullanılacak birim fiyatları içerir. Tarife Türkiye'de yerleşik riskler için geçerlidir.

SEDDK tarafından aksi belirtilmedikçe tarifede belirtilen bedel ile , muafiyet ve koasüransların artırım bedeli her yıl Ekim'de açıklanan bir yıllık TÜFE ve ÜFE oranında artırılarak, 1 Ocak'tan itibaren geçerli olacak şekilde TSB tarafından duyurulur.

Sivil ve Ticari Sınai riskler için betonarme, çelik veya betonarme taşıyıcı karkas bulunan yapılar; diğerleri de yapımında bu malzemelerden yapılmamış olan binalar anlamına gelir.

İnşaat montajdaki A/B grupları da aşağıdaki gibidir;

A Grubu - her türlü bina inşaatı ile binalarda yapılacak dekorasyon ve tadilat işleri; makine, alet ve teçhizat ile geçici baraka ve tesisler

B Grubu - Bina inşaatları dışındaki altyapı, üst yapı tünel , enerji gibi geniş bir tanıma sahip, tarifede bulabilirsiniz.


Sigorta bütçelerinde deprem primlerine yansıyacak değişimi hemen belirtelim. Beklendiği gibi tarife fiyatlarında artışlar var. Bu artışların %25 bandında olacağı duyumu önceden gelmiş, hatta artışın %12,5 olması için konuşulduğu söylenmişti.

Aşağıdaki tablolarda, sivil, ticari ve inşaat/montaj(mühendislik) branşlarındaki yeni fiyatları ve değişimleri % olarak özetledim.

Sivil risklerde (konut) tarifedeki artış ortalaması %49, ticari riskler ve inşaat montaj risklerinde de ortalama %25,

Sivil risklerdeki yüksek artışların, daha düşük deprem primi alınan düşük risk bölgelerine uygulandığı dikkat çekiyor. Kahramanmaraş depremlerinin etkilediği alanlara baktığımızda 4-7 bölgeler arasındaydı (Hatay hariç).





Tarifedeki değişikliklere sivil risklerle başlayalım:

Sivil riskler uygulama notu 3. maddede belirtilen metrekare maliyetleri 1.8.2023 tarihindeki tarife ile aynı: Betonarme binalar için 12.000 TL, diğerleri için 8.000 TL'den az olamaz deniyor, ancak bu tarifedeki değişiklik, her ay sonunda temel yıllık yurtiçi üretici fiyat endeksi üzerinden bedellerin otomatik artacak olması. Ama bu artış eğer sigortalı talep ederse poliçeye yansıtılarak primi alınacak (*) Enflasyon koruması için de tarifedeki Kloz 6 geçerlidir deniyor;

"Enflasyona karşı korumak amacıyla, aşağıda belirtilen oranda teminat artışı verilir. Bu durumda sigorta primi, teminat artış oranının yarısı kadar artırılarak tespit edilir

Enflasyon nedeniyle teminat artış oranı % ... 2" Enflasyon korumalı prim hesabı yapmayı bilenler bunu hemen hesaplayabilir.

(*)- Bu maddeyi önce bu bedel primi alınsa da alınmasa da her ayın sonu artırılacak poliçeler enflasyon korumalı olacak diye anladım, ama sonraki ifadelere bakınca , eğer birim fiyatlar artarsa, eksik sigortada kalmamak için sigortalının bedelin artırılmasını talep etmesi gerektiği belirtilmiş.

Madde aslında şunu diyor ; hasar anında bir sorun yaşamamak için poliçeler yaptırılırken otomatik olarak güncellenen metrekare maliyetleri baz alınacak. Bunu konut sigortalarında metrekare maliyetlerine tavan konamayacağı şeklinde yorumluyorum. (Geçtiğimiz yıl konut sigortamı yaptırırken, piyasa metrekare maliyeti 17.000 TL olmasına rağmen sigorta şirketi maksimum 14.000 TL'den poliçe düzenleyebileceğini söylemişti) Eksik sigortaya düşmemek için de poliçeye enflasyon klozu eklenmeli.


Sonuç olarak enflasyon korumasının poliçe yaptırılırken yine sigortalı tarafından talep edilmesi ve buna rağmen bedelin yeterli olup olmadığının yine sigortalı tarafından takibi gerekecek. Bu zaten böyleydi.


Kasım 2022 de Dask tarifesi değiştikten sonra, deprem esnasında eski tarifeden düzenlenmiş poliçelerde eksik tazminat ödemesi davasında emsal bir karar çıktı. Bu konudaki fikrimi daha önce de paylaşmıştım. İnşaat sektöründe olmadıkça m2 maliyetlerini bilemeyiz, Sigortalı yararına güncel bilgilendirme ve uyarılar yapılmadıkça sorun yine devam eder gibi, ne dersiniz?


Bir önceki tarifede de belirtildiği gibi, isteğe bağlı konut sigortasında deprem teminatının yer alabilmesi için konutun ZDS (Zorunlu deprem sigortası) olduğunun kontrol edilmesi gerekiyor ve bu sorumluluk sigorta şirketinde. Ancak deprem teminatı olan bazı konut tekliflerinde ZDS yok notlarını görmüştük. Konut poliçesi düzenlendiği anda var olan ZDS sigortası vadesi geldiğinde yenilenmez ya da sonradan iptal edilirse burada konut sigortasını düzenleyen sigorta şirketinin bir sorumluluğu kalmıyor.


Bu yazıyı hazırlarken DASK web sitesini de kontrol ettim, henüz bir duyuru yoktu, herhalde yakındır. Bugün itibariyle ZDS'ndaki metrekare bedellerinin hala Kasım 2022 tarifesi ile aynı olduğunu belirtelim. Betonarme 3.016 TL, diğer 2.080.TL ,tarife fiyatları da hala 25.11.2022'deki ile aynı. Ancak deprem sonrası DASK da poliçelerin enflasyon korumalı olması yönünde çalışmalar olduğu bilgisini vermişti. İhtiyari deprem tarifesiyle aynı olacağını varsayarak, DASK artışlarını şimdiden öngörmek mümkün.


Konut sigortalarının deprem teminatında DASK ile ihtiyari deprem fiyatları ve metrekare maliyetlerindeki farklılık ortadan kaldırılmalı.


Uygulama notlarıyla devam edelim.

Deprem primi, risk bölgesine göre, fiyatın varsa enflasyon klozu yarısı da fiyata eklenerek toplam (bina+muhteviyat) ZDS'yi aşan kısmın %80'ine uygulanmasıyla hesaplanıyor.


Ve muafiyet: Muafiyet , hasarın sigortalı tarafından karşılanan kısmı demek. Muafiyet oranı yükseldikçe hasar anında cepten ödenecek tutarın artığını belirtelim.

Tarife bir öncekiyle aynı.


Bina bedeline uygulanmak üzere %2'den az olmamak kaydıyla, %10 a kadar muafiyet oranları var. Muafiyet yükseldikçe deprem primine indirim yapılıyor. Bu şekilde %35'e kadar tasarruf etmek mümkün. Burada eğer bir ZDS varsa, bina bedelinin de ZDS de sigorta edilen bedelin düşülüp, muafiyetin ZDS yi aşan kısma uygulanması gerekiyor.


Bina kısmı tamamsa, gelelim muhteviyat/eşya kısmına. Tarife eşyada muafiyet seviyesini %5 den başlatıyor. Bu muafiyet sigorta poliçesindeki bedele uygulanıyor. Bunu en fazla %10'a yükseltebiliyoruz ve karşılığında muhteviyat deprem priminden %20 tasarruf edilebiliyor.


Hem bina hem de muhteviyat uygulamasında her bir 72 saatlik dönem 1 hasar sayılıyor. 72 saat klozunu bilenler parmak kaldırsın , yorumlara bekliyorum :)


Eğer bir apartman ya da site için ZDS kapsamına girmeyen ortak alan ve sosyal tesisler için sigorta yapılmışsa, prim tarifedeki fiyatlardan hesaplanıyor ve tarife muafiyetlerine tabi.


Tarifede prim hesabı örneği mevcut, biraz alıştırma yapalım, ne dersiniz?

Veriler

Risk Bölgesi 1, yapı tipi betonarme

Bina Bedeli 1.500.000 TL (ZDS Limit 600.000 TL )

Eşya /Muhteviyat Bedeli 500.000 TL

1- Net deprem primini hesaplayınız

2- %40 enflasyon korumalı net deprem primini hesaplayınız

3- Bina muafiyetin %5 olması , eşya muafiyetinin %5 olması durumundaki net deprem primini hesaplayınız (Enflasyon koruması %40)

4- Bina muafiyetinin %10 , eşya muafiyetinin %10 olması durumundaki net deprem primi hesaplayınız. (Enflasyon koruması %40).


Bu konut depremde zarar görüyor ve ekspertiz sonucu bina kısmında 2.100.000 TL, eşyalarda da 750.000 TL'lik zarar hesaplanıyor.

Poliçe yaptırılırken %40 enflasyon koruması ile beraber, bina muafiyeti %10, eşya muafiyeti %10 ile düzenlemiş.

5- Deprem tazminatını hesaplayınız.


İsterseniz cevaplarınızı yoruma ya da Blog veya Linkedln üzerinden mesajla soru numarası ve cevap olarak gönderebilirsiniz.


Bugünlük tarifenin sivil risklerdeki uygulamalarına baktık.


Tarifedeki artışların sigorta poliçelerinin en büyük kısmını oluşturan deprem primlerinde yaratacağı artışın genel poliçe primine etkisini tahmin edebiliriz. Bunun üzerine m2 maliyetlerinin güncellenmesi ile zaten artan sigorta bedellerinden kaynaklı artışlar da olacak. Her alanda olduğu gibi sigortada da bu artışlar kaçınılmazdı. Tüm aracılar, sigortalılarına m2 maliyetleri hakkında bilgi vermeli, sigortalı daha düşük bedelin kullanılmasını isterse poliçe düzenlememeliler. Bu çok büyük bir ihmal ve hata olur.


Ekonomik koşulların bu kadar zorlayıcı olduğu bir dönemde isteğe bağlı yapılan konut sigortalarının yenilenme oranlarında umarım düşüş olmaz. Bu nedenle tekrar hatırlatmak istiyorum. Depremlerde sigortalılık oranı o kadar düşüktü ki, sevdiklerini kaybetmenin acısının üzerine ,maddi kayıpları kendi imkanları ile karşılamak zorunda kaldı. Vatandaşını yalnız bırakmayan devletin üzerine büyük bir mali yük bindi ve bunun ülke ekonomisine ciddi etkileri oldu. Sigortalılık oranının artmasının bireysel ve milli servet kayıplarının telafisinde ve ülkenin ekonomik gücünün korunmasına çok kıymetli katkıları var. Bunu unutmayalım.


Çarşamba günü ticari ve sınai risklerde buluşmak üzere iyi pazarlar



















1.115 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page