Yarın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Daha minicik bir ilkokul öğrencisiyken heyecanla kutladığımız 23 Nisan'ları çok özledim.
Donanma Şehri Gölcük, bir başka kutlardı 23 Nisan'ı. Öğretmenlerimiz haftalar öncesinden hazırlıklara başlardı. 23 Nisan günü yapılacak etkinlikler öncesi okul müfredatlarına girerdi konular. Kurtuluş Savaşı, Mehmetçik, Atatürk, TBMM nin açılışı, Büyük Taarruz, 9 Eylül- Cumhuriyetin ilanı, hepsini bilirdik.
Şiirler ezberlenir, tiyatro oyunları hazırlanır, korolar haftalarca şarkılarına çalışırdı. Arı gibi koşuşurduk.
Evlerde ayrı bir telaş yaşanırdı. O gün her okul, hatta her sınıf farklı bir giysi ya da kostümle yapardı yürüyüşünü. Bir kere arı olmuştum, bir keresinde de kelebek. Sonrasında uzun yıllar halk oyunları oynadığım için , o yıl oynadığımız yörenin yerel dans kostümleriyle katılmıştık törenlere,
Anneler babalar ellerinde kartonlar, kurdeleler, keçeler, kostümlerimizi keser, yapıştırır dikerlerdi. Eğer özel bir kostüm varsa, bunun herkesin yapabileceği ya da satın alabileceği bir kostüm olmasına dikkat edilirdi. Siyah önlüklerin yakaları kolalanır, kıyafetler, çoraplar, ayakkabılar temizlenir ya da yenilenirdi.
Bayram, biraz protokol sosu ama bolca eğlence ve aktiviteyle geçerdi. Gölcük, rengarenk olurdu. Defne yaprakları, konfetilerle süslenmiş askeri araçlar, çakı gibi deniz askerleri, askeri bando geçit töreninde gözlerimizi kamaştırırdı. Savaş gemileri İzmit Körfezi'nde açığa çıkar, gemiler rengârenk bayraklarla süslenirdi.
Bayram töreni, ilçe kaymakamı, belediye başkanı ve donanma komutanı ile diğer üst düzey memurların gelmesiyle başlardı. Sonra saygı duruşu sonra İstiklal Marşı'mız.
Konvoyun en başında , genellikle okulun en uzun ve iri yarı öğrencisi tarafından taşınan Ay Yıldızlı Bayrak, Sancağımız, ardından okulun flaması ve okulumuzun bandosu olurdu. Hepsi ardı ardına dizilmiş, el ele tutuşmuş, bin bir kılığa girmiş yüzlerce ufaklık, yürüyüş başlayana kadar sürekli hareket halinde kıpır kıpır zorla beklerdik. Sonra sıra gelirdi. Bir yandan bandodaki davulun ritmine ayak uydurmaya çalışır ama yine de kendimizi kontrol edemez hoplaya zıplaya geçer, bir yandan da beni seyrediyor mu diye anne babalarımızı kalabalığın içinde bulmaya çalışırdık. Öğretmenlerimiz, en şık döpiyeslerini, takım elbiselerini giyer, büyük bir gururla yürürlerdi sınıflarının yanında, bir yandan da gruptan kopan, geride kalan ya da uyamayanları derleyip toplarlardı.
Protokolün önünden geçerken adım atışlar değişirdi. Önce bacak öne atılır, daha geniş şekilde açılır, daha büyük bir adım atılır, kollar yana yapıştırılır ve başlar protokolün olduğu yöne döner.- Asker yürüyüşü. Büyük sınıflar bunu gayet güzel başarırdı ama , 1. sınıflar, anaokulu minikleri bir yandan yürümeye çalışır, ritim başka adımlar başka atılır, bir yandan annem nerde diye etrafa bakar, sonra da çocuk işte dikkati dağılır, olduğu yerde durur ya da koşar, böyle düzensiz, kıpırdak ama bir o kadar da neşeli ve insanı tebessüm ettiren bir görüntü verirlerdi.
Yürüyüş bittikten sonra, okulumuza gider ve o gün için hazırlanan bütün gösterileri seyrederdik.
Şiir okumak bir yarıştı hepimiz için. Sınıflar arasından seçilen, ezberi ve hitabeti kuvvetli öğrenciler kürsüye çıkar, dokunaklı ve yüksek sesleriyle şiirlerini okurlardı. Okulumuzun minik tiyatro salonuna doluşan anne babalarımız , danslarımızı seyreder, şarkılarımızı dinlerdi. Minik tiyatro oyunlarımızı sergilerken olur da unutursak öğretenimiz, sufle verirdi, korkup kaçtığımız, ağladığımız da olurdu.
Bayram ruhu, egemenlik sevinci, sonuna kadar hissedilir, yaşanır ve kutlanırdı 23 Nisan'da. Herkes özenir, adeta birbiriyle yarışırdı.
Atatürk'ün büyük vizyonunun, vazgeçmeyen kararlı duruşunun, TBMM'nin açılışına kadar adım adım, ince ince ve pek çok zorlu mücadeleyi vererek, bize bir vatan ve devlet kazandırdığı gün.
Geçen 23 Nisan'da Bugünün Küçüğü Yarının Büyüğü paylaşımımda yazdığım gibi bu törenlerle yüreğimize işlenen, çocuklarımıza öğreteceğimiz Türkiye ve Atatürk sevgisi, geleceğimiz ve güvencemizdir.
23 Nisan özgürlüğün sevincini yaşadığımız çok özel bir gün. Çocuk, iyi niyetin, saflığın, tebessümü ve umut dolu yarınların temsilcisi. Atatürk'ün Türkiye için istediği geleceğin ne kadar güzel bir tasviri.
TBMM gencecik bir ülkenin geleceğinin aydınlık yüzü olan çocuklar gibi ve Büyük Önder Atatürk ülkenin bu en önemli gününü sadece Türkiye’nin değil tüm dünya çocuklarına armağan eden ilk ve tek liderdir.
Ul
Bir Cumhuriyet kadını, bir vatansever ve bir anne olarak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocuklarımıza aydınlık bir gelecek sağlamak için sorumluluklarını bilen milyonlarca vatandaştan biriyim. 23 Nisan'ımızı minnet ve yarınlara tekrar tekrar söz vererek kutluyorum.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mız kutlu olsun.
#ATATURK #23Nisan #Egemenlik #CocukBayrami #vatan #cumhuriyet #bayram #TBMM #gölück #donanma #ozgurluk #ulus
Comentários