
Benim yaşlarımdaki herkes bu yakışıklıyı ve Kara Şimşek'i hatırlar, ikisini de unutmak mümkün mü?
1980'lerin sonlarında David Hasselhoff'un hayat verdiği Michael Knight ve ütopik araç KITT, efsanevi müziği ile hepimizi ekran başına kilitlerdi; dizinin ardından sokağa fırlayan çocuklar, ellerinde Kara Şimşek arabalarıyla yarattıkları hayali kötüleri yakalar, KITT'in robot esprileri günlerce konuşulurdu.

Böyle bir şey olabilir miydi? Araba kendi kendine gidiyordu, yetmiyormuş gibi suçluları kovalıyor, Michael dövüşürken ileri geri manevralarla adamları düşürüyor, yolda baş başa giderken yarenlik ediyor, hatta çapkınlığa bile eşlik ediyordu. Yok artık!
1980'lerden bu güne, 40 yıl geçti ve bugün hayatımızın ayrılmaz parçası - hatta kimi zamanlar tek seçeneği haline gelen teknolojinin baş döndüren gelişimi hayatın her alanında etkili.
Yapay zeka en sonunda şu pek övündüğümüz şoförlüğümüze de göz dikti.
27 Şubat 2025 tarihinde Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu (TMTB) Geleceğin Motor Sigortaları Koruma Açığı konulu paneline katıldım. TMTB 'yi daha önce ziyaret etmiş ve faaliyetlerini yazmıştım hatırlarsanız. Panele SEDDK' dan Dilek Sakallıoğlu moderatörlük yaptı. Panel konuşmacıları İngiltere MTB Nick Robbins, İrlanda MTB David Fitzgerald, Ray Sigorta Hasar ve Hukuktan Sorumlu GMY Balkır Demirkan, Özyeğin Üniversitesi Bilişim Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Başak Ozan Özparlak ve Adastec Kurucusu Murat Emre Duman 'dı. Başlığı da ev sahibi TMTB'nin yöneticisi Bülent Karan'ın açılış konuşmasından aldım.
Panel, Bağlantılı (Connected) ve Otonom (Autonomous) Araçların (Vehicles) (CAV) koruma açıkları üzerineydi ve oldukça ufuk açıcı oldu.
Önce birkaç konuya aşina olmakta fayda var:
1- Connected Vehicle (Bağlantılı araç) ile kasıt aracın - artık hemen her yeni araçta olduğu gibi - internete bağlı olması.
2- Otonom araç kendi kendine bağımsız hareket eden araç demek. Araçlarda 0(sıfır)dan -5 (Beş)e 6 seviye var. Aşağıdaki tabloda mavi ile gördüğünüz seviyelerde araçta ne gibi bir otomatik sistem olursa olsun her şey sürücünün sorumluluğunda. Diğer taraftan yeşil ile belirtilen 3-4 ve 5. seviyelerde ise sürücü koltuğunda otursa bile araç kendi kendine gidiyor (3. seviyede ise araçta sürücünün müdahale etmesi bekleniyor)

3- Ülkemizde de 2025 Temmuz ayında kabul edilen Avrupa Birliği Genel Güvenlik Gereklilikleri II ( GSR II) yönetmeliğine göre yeni araçlar artık en az 3. seviye otonom özelliklerde üretilecek, temel güvenlik önlemleri standart donanım haline geldi. GSR 2 regülasyonu ile gelen köklü değişiklikte amaç, araçların daha güvenli olması. Yönetmelik nedeniyle GSR 2 tescili olmayan sıfır araçların büyük bir bölümüne 31 Ağustos sonrası satış izni yok. GSR ' yi internette araştırdığınızda araç tiplerine göre minimum güvenlik standartları belirtilmiş olduğunu görüyoruz. Bazı örnekler:
M1-N1 Kategorisi Araçlar
Önden geniş çarpma, yandan direğe çarpma, arkadan çarpma, acil durum şeritte tutma sistemi, hafif hizmet araçlarında gelişmiş acil frenleme, araç olay veri kaydedici
M2-M3-N2-N3 Kategorisi Araçlar
Yaya ve bisikletli çarpışma uyarısı, kör nokta bilgi sistemi
M1-M2-M3-N1-N2-N3 Kategorisi Araçlar
Geri manevrada algılama, akıllı hız asistanı, acil duruş sinyali, alkol kilidi kurulum kolaylığı, sürücü dalgınlık ve dikkat uyarısı, sürücü müsaitliği/uygunluğu izleme sistemi
4- Bu yeni standartlar, otomotiv endüstrisinde bazı sorunlara yol açsa da, şu an için geçerli. Bundan sonra yollardaki yeni araçlar bu standartlarda olacak.
Günümüzde yollarda her tür aracın olduğunu dikkate alırsak, araçların tümü asgari 3. seviye olana kadar önümüzde uzun yıllar var. Diğer taraftan teknoloji koşuyor, e doğal olarak insanlar yeniliklere çabuk sahip oluyorken kanunlar, yönetmelikler aynı hızda değişmiyor. Bu da önemli boşluklara sebep oluyor (Koruma Açıkları- Protection Gaps) Bu arada sadece yönetmelikler değil, teknolojinin hızına yetişemeyen yollar, binalar, enerji tedariki gibi başka bir sürü konu var.
Mevcut kanunlar ve yönetmelikler mavi kısımdaki araçlar düşünülerek hazırlanmış durumda ve yürürlükte. Gelin görün ki, söz konusu otonomluk olduğunda sorular çeşitleniyor;
Kim sorumlu? Sürücü mü, yazılım mı ? Ya da üretici mi? Bunun tespiti için araçlardaki veri kayıt sistemine dikkat çekiliyor ( evet veriler kaydediliyor) . Kaza ya da olayın öncesi, olduğu an ve sonrasında kaydedilen veriler hem sorumlunun bulunmasına hem de sigortacının tazminat yükümlüğünün belirlenmesinde son derece önemli rol oynuyor. Bu durum, son derece önemli olan ürün sorumluluğu konusunu da gündeme taşıyor. Avrupa'da güncellenen Ürün Sorumluluk Direktifleri ( EU PLD) araç üreticilerini ve tüm tedarik ağını ilgilendiriyor.
Verilerin kaydedilmesi başka bir konuyu gündeme taşıyor: Veri Gizliliği ve Kişisel Verilerin Korunması. Çünkü otonom araçların kaydettiği verilerin farklı ülkeler ve farklı üreticilere iletildiği belirtiliyor. Mesela çip Çin menşeili ise bilgiler Çin'e, üretici Avrupalı ise ilgili ülkeye gidiyor. Bu da veri güvenliği ve Kişisel Bilgilerin korunması açısından ele alınan diğer bir sorun. Üstelik verilerin saklanması ülkelerin sınırlarını aştığında farklı yönetmelikler ve sorunlar ortaya çıkıyor.
Veri denince hepimizin aklına hemen siber riskler geliyor. İstatistikler etkileyici oranları göz önüne seriyor. CAV'ların %34'ü siber atağa maruz kalıyor ve bu atakların %92'si uzaktan.
Tabi duruma bir de Motorlu Taşıt Büroları açısından bakarsak durum daha da karmaşıklaşıyor. Bildiğiniz gibi Yeşil Kart Sistemi yabancı ülkede seyahat ederken farklı hukuk coğrafyalarında sürücüler için teminat sağlıyor. Her ülke bu yeni gelişmelerle pek çok kanun ve yönetmelikler üzerinde hali hazırda çalışırken, sınır aşan kazalardaki sorumlulukların belirlenmesi ve tazminatların ödenmesi de doğal olarak son derece karmaşık bir hal alıyor. Avrupa Birliği içinde harmonize etmek belki daha kolay ama AB dışına çıkıldığında mevcut yasalar olayların tümüne cevap veremeyebiliyor.
Yapay zekanın yüksek risk kategorisinde olması ürünlerle ilgili sorumluluklarda durumu zorlaştıran etmenlerden bir tanesi. Ürün sorumluluk sigortacılarının, CAV yazılımlarını tek başına sigortalayabilecekleri çözümler üretmesi bekleniyor.

Güncellemeler de ayrı bir konu. Araç sahiplerinin standart bir bakımın ötesinde software güncellemelerini de yapmaları gerekiyor. Çünkü güncellemezlerse bu sefer kendileri sorumlu durumuna düşüyorlar.
Sigorta açısından sorunlar bu saydıklarımla da bitmiyor. Araçlar artık o kadar teknolojik ve sofistike hale geldiler ki, herkes bu duruma yabancı. Tamir ve parça temininde sınırlı tedarik ağı ve araçların karmaşıklığı sigortacıların maliyetlerini artırıyor.
Paylaşımlı araç kullanımı, dronlar, dronlardan veri aktarımı gibi konular da sorumluluk tespitinde ve veri güvenliğinde yeni zorluklar yaşatan alanlardan.
Özetle sektör, hasarlar yaşanıp tecrübe edildikçe çözüm üretebiliyor.
Otomotiv ve yedek parça üreticilerinin dikkatine!
Türkiye her ne kadar AB üyesi olmasa da, aday ülke olması ve otomotivde önemli bir üretici olması nedeniyle AB'nin regülasyonlarına uymak zorunda. Üretimde, tam otonom, fixed veya park yardım sistemi tipleri arasından birini belirlemek durumunda.
Eğer bir Türk şirketi olarak AB müşterilerine otonom yazılımı hizmeti veriliyorsa, şirketlerin pek çok yönetmeliğin yanında AB'nin Yapay Zeka Regülasyonlarına da uyması gerekiyor.
CAV'lar aynı zamanda belirli tamir bakım servisleri ve software tedarikçilerine yönlendiriyor. Bu da Bostancı Sanayi günlerinin bitmesi demek.
Çoğu hasar, insan kaynaklı hasarlardan siber kaynaklı hasarlara dönüyor ve sigorta sektörü henüz hazırlıklı değil.
Özetle CAV'ların hayatımızda daha çok yer almasıyla, hali hazırdaki AB regulasyonları ve arkadan gelen kanuni düzenlemeler ve güncellemeler yapılana kadar müşteriler, üreticiler, sürücüler, veriler, otomotiv endüstrisi ve toplum açısından önemli boşluklar olduğuna dikkat çekiliyor.
Adastec'in otomotize edilmiş araçlarının dünyadaki kullanımına dair verdiği örnekler de oldukça ilgi çekiciydi. Araçlar otomatik olarak kendileri gitmesine rağmen hala sürücüleri var. Bu biraz da insanların psikolojik olarak rahat etmeleri için. Yurtdışında toplu taşımada tercih edilen otonom araçlarda araçları işleten operatörlerin sorumlulukları daha fazla, ama sadece yazılım hizmeti sağlanıyorsa sorumluluk yazılımdan kaynaklı kusurlarla sınırlı kalıyor.
Bu son derece faydalı ve bilgilendirici panel esnasında yine meslektaşlarımızla bir araya geldik. Tabi konu otonom araçlar olunca makarasını yapmasak olmazdı.
Doğru gerçekten de, hala navigasyonla o yol iyi değil, bu bilmiyor diye inatlaşıp bildiğimizi okuyoruz. KITT timsahı tanımamış ne garip kedi demişti, otonom araç çakarlı araç görünce ne yapacak? Makine öğrenmesi ile bunu da ayırt edebilecek mi ? Kedimiz köpeğimiz, kaldırım yerine yoldan yürüyenimiz bol, zırt pırt frene mi basacak? Otonom bir araçta, çok yorgunsanız kestirebilirsiniz mesela, o esnada bir kaza olsa, arabadan inip "Uyuyor musun!" dese ne cevap verilir ki buna? Ya da direksiyonsuz araç kazaya karıştığında yurdum insanı kavga edecek kimse görmediğinde sürücünün yüzünün halini göremeyecek miyiz? İleride Bir Türk Bir İngiliz bir Alman trende giderken diye başlayan fıkralarda insanların yerini araçlar alsa fıkralar nasıl olur?

Halbuki vitesi 5'e takıp, sol kolumuz dışarıda, tatlı tatlı gidiyorduk ne güzel değil mi?
Değişimlere ve yeniliklere çabuk ayak uydurup hemen kullanmaya başlıyoruz. Yeni araçlarla sürüşler çok daha güvenli, konforlu ve keyifli hale geliyor ama, riskleri de bir o kadar çeşitleniyor ve karmaşıklaşıyor. Başımıza bir olay geldiğinde başvurulacak yasalar ve kurumların çoğu ise geriden geliyor. Bütün bu toplantıların amacı da bu konulara ışık tutmak, yol göstermek ve çözüm aramak.
Sektör hala trafik sigortası hasar prim oranları, değer kaybı, kaskoda rekabet gibi konularla meşgulken, yenilenen araçlar ve teknolojiyi takip eden sigortalıların ihtiyaçları değişiyor. Bu ihtiyaçlara cevap verecek çözümler hazır mı?
Burada gelirlerinin önemli kısmını kasko ve trafik sigortalarından elde edilen acentelerin dikkatini çekmek istiyorum. Değişen sadece araçlar değil, bağlı teknolojiler, tedarik zincirleri, servisler, yönetmelikler, kazaların sebepleri bile değişiyor. Bu kadar kanun ve yönetmelik değişimi varken, komisyon veya fiyat kaygılarına kapılıp treni kaçırabilirler.
Avukatlar ve eksperler için de yepyeni zorluklar olduğu aşikar. Karmaşık hukuki konular ve yepyeni bir ekspertiz boyutuna geçiş var. Elbette tazminat ödeyen taraf olarak sigorta şirketlerinin, yeni uzmanlıklarla ilgili eğitim ve sertifikasyon için kamu otoritelerinin de kendilerini hazırlaması gerekiyor.

Otonom araç fikrine hala alışmış değilim ama Kara Şimşek'in bu kadar yakın gelecekte olduğunu bilseydim daha hazırlıklı olabilirdim. Eğer günün birinde böyle bir aracım olursa, kural belli. Sadece benim sözüm geçecek :)
Herkese keyifli Pazarlar
#otonomaraclar #yesilkart #autonomous #electricvehicle #connected #motorliability #motorlutasitburosu #cob #protectiongap #yapayzeka #ai #productliability #urunsorumluluk #siberrisk #cyberrisks #cyberattack #siberatak #GDPA#kisiselveri #verisaklama #databreach #crossborders #law #regulation #kanun #yonetmelik #driver #surucu #software #yazilim #teknoloji #technology #trafik #kasko #greencard
Commenti