top of page

MOTOSİKLET TERÖRÜ

Yazarın fotoğrafı: Zeynep TurkerZeynep Turker

Gün içinde yoğun şehir trafiğinde bir kişi yoktur ki, bir motosiklet yüreğini ağzına getirmesin !

Daha birkaç gün önce eski İstanbul-Ankara yolu üzerinde en sol şeritte dur kalk trafikte ilerlerken, sağımdaki aracın sola ani bir hareketi nedeniyle ben de refleks olarak hafifçe sola kırdım. Bu yolu bilenler hatırlayacaktır, en sol şeritte soldaki kimi beton kimi çelik bariyerler arasında mesafe tahminen 1-1,5 m kadar. Duruma bakarsanız benim de çok kaçacak yerim yoktu zaten ama, solumdaki o daracık, en solun solu şeritten hızla gelen motosiklet hiç hesapta değildi.


Şans yüzümüze güldü, gerçekten saliselerle ucuz atlattık. O kadar korktum ki, derler ya ömrümden ömür gitti, arabayı sürmeye devam edemedim, durdum. Motosikletli de önümde durdu. Belli ki o da çok korkmuştu ve kaskını çıkarıp bana bağırdı " Cahil!? önüne baksana!" Ben zaten önüme bakıyordum da, asıl senin o daracık, şerit bile olmayan yerde ne işin var? Neyse... Olabilecekleri düşününce içim ürperiyor.


Özelikle trafiğin çok yoğun olduğu İstanbul'da motosikletler sürücü ve yaya herkes için kabus. Korkmak yetmiyormuş gibi bir de üstüne işitilmeyen hakaret kalmıyor ve zorbalık yapılıyor.


Şehrin her yerinde, her köşesinde marketlerin, restoranların, dağıtım firmalarının, kargo şirketlerinin motosikletli kuryeleri vızır vızır. Arabalara göre daha küçük ve çevik olan motosikletler bir yerden bir yere hızlı ulaşmayı sağlıyor belki ama sıkışık trafikte dip dibe araçların arasından sağlı sollu zikzaklarla, kırmızı ışıkta, kavşaklarda, dönüşlerde bir anda bitivermeleriyle yüreğimizi ağzımıza getiren çok ciddi sıkıntıların da kaynağı oldular.


Her gün şehrin muhtelif yerlerinde genellikle yaralanmalı kazalara karışıyorlar, trafik kurallarını hiçe sayıyorlar. Bir motor kazası , ölüm veya yaralanmalı ise İstanbul ana arterlerinde en az 2-3 saatlik yığılma demek, bu yığılma şehrin neresinde olursa olsun bütün ana arterlere ve bağlantı yollarına tesir eder. Şerit ihlali kaza nedenlerinin başına geliyor.

Peki sadece şerit ihlalleri mi ? Yağışlı rüzgarlı havalarda hız limitlerini zorluyorlar, yokuşlardan kontrolsüz iniyorlar, kırmızı ışıkta geçiyorlar, ters yöne giriyorlar, yan yana sohbet ediyorlar, bunları yaparken bir taraftan ellerinde telefon mesaj falan da atıyorlar. Sıkışık trafikte araçların arasından geçerken çizen , zarar veren de var. Göz göre göre sürterek geçiyorlar, "ne yapıyorsun demeye kalmadan" uzaklaşıp kayboluyorlar.


Şu anda yazarken bile hemen her gün benzer kaç tehlikeyi atlattığımı düşünüyorum. Hiç beklenmedik bir anda yanımızda, önümüzde, arkamızda bitiveriyorlar. Bir motosiklete çarpma veya kontrolümüz dışında çarpışma olasılığımız gerçekten çok ama çok yüksek.


10 Şubat 2024 tarihli 32456 numaralı Resmi Gazete ile B sınıfı sürücü ehliyeti olanlar 125 cc'ye kadar olan motosikletleri kullanabiliyorlar, başka bir deyişle, herhangi bir işlem yapmadan motoru alıp binip gidebiliriz. Ticari faaliyetlerde kullanılan motosikletler bu uygulamaya tabi değil.


Motosiklet pratik bir ulaşım aracı, bir taraftan düzgün kullanıldığında oldukça keyifli olmasının yanında, ne yazık ki yeterli güvenlik önlemleri alınmadığında ölümcül olabiliyor. Motosiklet kullanırken can güvenliği için de kask dizlik gibi pek çok koruyucu giysiyi de giymek zorunlu. Sigortalı, plakalı ve muayenesi düzenli olarak yapılmış 100cc motosikletlerin tümü anayollara, otoyollara ve karayollarının tümüne girebiliyor. Yani kısaca her an her yerde karşılaşıyoruz.


Motosikletler için (50 cc ye kadar) trafik sigortası zorunlu. Motosiklet trafik sigortası,

kazalar sonucunda üçüncü şahısların malına verilen zararlar, üçüncü şahısların kazalar sonucunda yaralanması durumunda, tedavi masrafları, iş göremezlik tazminatı ve vefat halinde destekten yoksun kalma tazminatları ( yaralanan kişilerin hastane masrafları ve rehabilitasyon sürecindeki maliyetleri dahil) Hukuksal Koruma ve üçüncü şahısların kazalar sonucunda oluşan sağlık giderlerini ( hastane masrafları, ilaç giderleri ve gerekli tıbbi işlemler) kapsıyor. Her ne kadar zorunlu olmasa da 50 cc motosiklet sahipleri, motosikletlerini sigorta ile güvence altına alabiliyor. ( Bu devirde bence de alsalar iyi olur)


Diğer önemli riskleri de motosikletin çalınması , yanması, kaza, doğal afetler gibi nedenlerle zararlar. Bu riskler de kasko sigortası ile teminat alınabiliyor.


Tabi yazıldığı gibi kolay olmuyor bu sigortalar. Öncelikle yoğun frekans nedeniyle motosikletlere kasko sigortası yapan sigorta şirketleri oldukça az.


2024 yılında 25milyon adet trafik poliçesi içinde 2,1 milyon adet motosiklet ve yük motosikleti trafik sigortası poliçesi ve 6,37 milyar TL prim üretilmiş. Kaskoya gelince aynı sınıfta kasko adedi 82.289 ve üretilen toplam prim yaklaşık 380 milyon TL . TSB 2024 yılı kasko ve trafik istatistiklerinden dağılımları inceleyebilirsiniz.


Peki bu kanuna tabi ve trafik sigortası yaptırması zorunlu kaç motosiklet olabilir? 2024 Ekim ayı itibarıyla Türkiye'de 6.100.909 motosiklet olduğu belirtiliyor. Buna göre her 3 motosikletten sadece 1 inin trafik sigortası var. Kaskoya gelince, trafik sigortalı motosiklet sayısına bakarsak %18 i, toplam motosiklet adedine göre de sadece %6 sının kasko sigortası var. Koruma açığı çok yüksek.


Bu sigortasız motosikletlerin başkalarına verebileceği bedeni ve maddi zararların çoğu sigortasız.



Özelikle e- ticaret, yemek siteleri ve kargo dağıtımının popüler hale gelmesiyle motosikletler artık her yerde. Pandemide önemli bir hizmet haline geldi ve sonradan pek çok insan için bir iş kolu oldu. Otomobil veya diğer araçlara göre daha makul maliyetlerle motosiklet alanlar bu yolla geçimlerini sağlıyorlar. Buna bir itiraz yok elbette. Ama...


Aması çok işte. Motosiklet ehliyeti almak için ehliyet kursuna kayıt olup A ehliyetine sahip olmak için sadece direksiyon sınavına girmek gerekiyor. Motosikletin sınıfına göre ehliyet almak için en düşük yaş 16 dan başlıyor 24'e kadar çıkıyor.


Ehliyet almak için kurslar ve sınavlar hemen trafiğe çıkmak için yeterli değil, pratik yapmak gerekiyor. Gelin görün ki çoğu motosiklet sürücüsünün eğitimi yok, çok küçük yaşlarda ve kuralsız kitapsız, trafikte karşılaşabilecekleri riskleri veya nasıl davranmaları gerektiğini bilmeden, etraflarından öğrenip kullanmaya başlıyorlar. Kısaca yeterli deneyim ve bilgiye sahip olmadan, ehliyet aldıktan sonra da aynı vurdumduymazlık sürüyor.


Motosiklet kazalarının sebepleri olarak gerekli eğitimlerin alınmamış olması,

trafik kurallarına uyulmaması ( hız sınırları, kuralsız şerit değiştirme, trafik ışıklarına uymamak, sinyal vermemek gibi) alkollü ve hızlı kullanmak, yol kusurları , kötü hava koşullarına uygun olmayan sürüş, diğer sürücüler - motosikletin geçiş hakkı , sürüş kıyafetleri ve motosiklet arızalarının dikkate alınmaması, yetersiz bakım gibi sebepler sıralanıyor. Bunlara motorla seyir halindeyken yapılan tek teker üstü gidiş ya da bacak bacak üstüne atmak gibi manasız akrobatik hareketleri de ekleyelim.


Kaza nedenleri arasında yer alan motosikletin geçiş hakkı konusu artık birbirine karıştı, zira motosikletler her yerde, kaldırımlarda, emniyet şeridinde, kapalı alanlarda , otoparklarda her yerdeler ve araç sürücüleri ile yayalar için ciddi bir tehdit oluşturduklarından artık karşılıklı bir gerginlik var. Hatta o kadar ki, sinirine hakim olamayıp aracını kasten motosiklet üstüne sürerek ölümlerine ya da yaralanmalarına neden olanların haberlerini okuyoruz. Bir delilik hali!


Kazaların önemli bir nedeni olan yol koşulları; yollar bozuk, çukurlara dolan sular, tepecikler, kasisler, çatlaklar, tonlarca ağırlığından dört teker üzerinde geçen araçlar için bile oldukça tehlikeliyken, iki teker üstünde ve korunmasız motosiklet sürücüleri için tehlike çok daha büyük. Örneğin, şehrin refüjlerdeki sulama faaliyetleri , bir araçtan yola sızan bir yağ, derin bir çukur, motosiklet kullanıcıları için ciddi bir kaza sebebi olabiliyor.


Ve bir de geçim meselesi var. İstanbul Planlama Ajansı'nın İki Teker Üzerindeki Kent İşçileri Moto Kuryeler 2022 raporuna göre Türkiye’de yaklaşık 900.000 moto kurye bulunuyor, bunlardan yalnızca 1/9’u kayıtlı çalışıyor ve bir yılda 200’e yakın moto kurye hız baskısı sebebiyle hayatını kaybediyor.


Hız baskısı , performans kaygısı. Motorlu kuryeler haftada yaklaşık 60 saat çalışıyorlar ve bu süre zarfındaki performansları üzerinden gelir elde ediyorlar. Bu durumda çalıştıkları süre içinde daha çok paket dağıtmak için daha hızlı kullanıyor, trafik kuralları ve çevre faktörleri dikkate almadan yollardalar. Beyaz ya da mavi yaka çalışanlara göre daha çok çalışıyorlar, fiziksel olarak daha çok yoruluyorlar, çok fazla dikkat gerektiren bir iş olmasına karşın, yorgunluk ve gelir kaygısıyla yapılan hatalar nedeniyle ne yazık ki başta kendileri olmak üzere herkes için risk oluşturuyorlar.


2024 yılının ilk sekiz aylık döneminde 74 bin 451 motosiklet ve motorlu taşıt kullanıcısı, bisiklet, ölümlü veya yaralanmalı trafik kazasına karışmış ve bu kazaların yüzde 65,9'unda motosiklet ve motorlu bisiklet sürücülerinin kusurlu olduğu tespit edilmiş. Bu günde yaklaşık 300 kaza demek. 2024 de 1014 motosiklet sürücüsü hayatını kaybetmiş.


Kanuni düzenlemeler var olmasına var ama, artık ihlaller o kadar çok ki, cezalar da yetersiz kalıyor, yasaklara uyulmuyor. Denetimler yapılıyor yapılmasına, ancak motosiklet kazalarının bir kısmı da denetimden hızla kaçmaya çalıştıkları esnada yapılan kazalar. Güler misin ağlar mısın ?


Bu sorun İstanbul'la sınırlı değil, bazı illerde motosiklet sayısı otomobil kamyonet adetlerini geçmiş. Ülkenin her yerinden hemen hemen aynı tür şikayetler ve kazalar gelmeye devam ediyor. Yaz aylarında da nüfusu artan yazlık şehirleri ve kasabalarında motorlar bilindik tehlikelerinin yanında gürültü toz ve egzoz kokusuyla da sorun olmaya devam ediyor.


Hayatıma motora ilk kez 5-6 yıl önce yurtdışında yaşayan kardeşimi ziyarete gittiğimde bindim. Pek çok kişi için motosiklet keyifli bir sürüş deneyimi ve yollar buna uygun. Hafta sonu motor gezintisi yaptık ama motora binmeden önce giydiğim kıyafetlerle birlikte ağırlığım iki katına çıkmıştı. Bu bir standart. Kaskınız ve uygun kıyafetleriniz yoksa, polise gerek kalmadan etrafınız uyarıyor zaten sizi. Tüm gün köyler, bağlar bahçeler arasında pastoral bir gezinti yaptık, artçı (arkada oturan) olarak kendinizi güvenceye almalı, sürücüye yapışmalısınız ki o da dengesini koruyabilsin, hızını ve manevralarını ayarlayabilsin. Ana yollar dışında bomboş yolda bile şerit ihlali yapmadan kuralına uygun şekilde sürüyorlar ve hız limitlerine kesinlikle uyuyorlar. Araç içinde hissedilen 100 km hızla motordaki 100 km kesinlikle aynı değil. Tamam adrenalin iyi hoş elbette ama, bir o kadar da korkutucu. Bu giysilerin koruyuculuğu da bir yere kadar ve herhangi bir kazada yeterli olmayacaklarını hissediyorsunuz. 1 Ocak 2025 itibariyle Almanya'da motosikletler yeni denetim koşulları devreye girmiş. Yine çok önemli bir fark, yurtdışında motosiklet kullananlara otomobil kadar saygı gösterilmesi ve dikkat verilmesi çünkü onu da bir insan kullanıyor nihayetinde. Bu aynı zamanda bir kültür meselesi.


Hayatın her alanında olduğu gibi bireyin kendine karşı ve başkalarına karşı sorumluluğu ve eğitim sorunu bu.


Motosiklet kullanımı her ülkede farklı.( Örnekler Endonezya, Pakistan, Filipinler, Vietnam, Afrika)



Motosikletli kuryeler de hem haklarını korumak hem de daha güvenli çalışmak için pek çok beklenti içindeler. Ancak yasal düzenlemelerin yapılmasına kadar geçen sürede trafikte seyreden sürücülerin her geçen gün artan tahammülsüzlüğü ve motosiklet terörü nedeniyle yüreğimiz ağzımızda ,riskle burun buruna yaşadığımız günler daha devam edecek gibi.


Herkese yollarda sabır ve kolaylıklar...



Blog yazısı


Memleketen manzaralar













Faydalı Bağlantılar


Haber bağlantıları














Comments


bottom of page