top of page

PAMUK İPLİĞİ*- ANTALYA TELEFERİK KAZASI

Katliama dönüşebilecek bir facia haberi Antalya'dan geldi bu kez.

Ramazan Bayramı'nın 3. günü Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde Sarısu ve Tünektepe’yi birbirine bağlayan turistik teleferik hattında taşıyıcı direklerden birinin kırılması, hattı tutan demirlerinden birinin de kabine çarpması neticesinde kabinin tabanının kopmasıyla insanlar metrelerce yüksekten aşağı düştü. Kazada 1 kişi hayatını kaybederken 10 kişi de yaralandı. Antalya Valiliği basın açıklaması yayınladı.


Kaza sonucu hat durduruldu. diğer 24 teleferik kabininde mahsur kalan toplam 174 yolcu, itfaiye ve helikopterler yardımıyla kurtarıldı. 23 saat süren operasyonda 2 bin 202 kişi görev aldı. Basında kazanın nasıl olduğuna dair -heyelan, direğin devrildiği, taşıma kapasitesinin aşıldığı, vida kırığı ile kopan bir parçanın kabine çarptığı gibi- farklı senaryolar dolaşıyor.

Ülkemizde teleferik (kablolu taşıma) dair yönetmelik 2016 yılında Resmi Gazete'de yayınlanmış; insan taşımak üzere tasarımlanmış yeni kablolu taşıma tesisatını, yeniden ruhsatlandırma gerektiren kablolu taşıma tesisatına ait değişiklikleri ve kablolu taşıma tesisatına ait alt sistemler ile emniyet aksamlarını kapsıyor. Yönetmelik Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nı ruhsatlandırılmış olan ve amacına uygun şekilde kullanılan bir kablolu taşıma tesisatının, kişilerin sağlığını, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü tespit etmesi durumunda, söz konusu kablolu taşıma tesisatının işletim koşullarını kısıtlamak veya işletimini yasaklamak üzere gereken tüm önlemleri almakla sorumlu tutuyor. Yani yetkinlik, yani standart, yani denetim ve gerekliyse faaliyete son verme, hepsi Bakanlık kontrolünde.

Yönetmelikte çok fazla tanım ve sorumlu taraf olduğunu belirtmeliyim, bunlar ithalatçısından, imalatçısına, dağıtıcı, işletmeci, onaylı kuruluşlar ve tüm yüklenicileri ilgilendiren koruma, bakım ve diğer prosedürleri kapsıyor.


2021 itibariyle ülkemizde kapalı bir ulaşım kabinine sahip olan 22 hat bulunuyor. Cumhuriyet’in 40.yılında, 29 Ekim 1963’te açılan ve 2014’te yenilenen Bursa Teleferik, Türkiye’nin ilk ve en uzun teleferik hattı.


Olay sonrasında akıllara gelen ilk soru bakım ve onarım oldu. 2017 yılında açılan hattın bakımını o zamandan beri aynı şirketin yaptığı, şirketin bu faaliyeti bakanlık lisansı ile yerine getirdiği belirtilirken, Bakanlık böyle bir onay ya da sertifikalandırma olmadığını belirtti. Diğer taraftan Makine Mühendisleri Odası Antalya Şubesi teleferik sisteminin incelenerek ruhsatlandırıldığını, ruhsatlandırma sonrası yapılması gereken yıllık periyodik kontrollerin gerçekleşmesi için odalarına bu yönde bir talep gelmediğini kaydetti. Ancak Makıne Mühendisleri Odasının işaret ettiği önemli bir konu var, o da denetim. Denetimin kamusal alanda kalması gerektiğini belirten Antalya Makine Mühendisleri Odası işletme yöneticisi, belediyenin yöneticisi bakımları ve periyodik kontrolleri eksiksiz yapmışsa sorumluluğunu yerine getirmiş olacağını; akabinde riskin, bakımı ve kontrolü yapan firmaya geçtiğini belirtiyor. İşte bu noktada bakımı bir mühendis kendine ait firmayla mı yaptı, kamu kuruluşu mu yaptı, özel bir şirket mi yaptı, ne kadar sağlıklı yaptı, gibi noktaların önemli hale geldiğini, riskin ancak mevzuat değişimi ve denetimin kamuya devredilmesiyle azalacağını söylüyor.


Kazadan sonra oluşturulan bilirkişi heyetinin ön raporunda "Olayın, teleferiğin taşıyıcı direklerinin bağlantı noktalarında yer alan bağlantı elemanlarının yetersiz olması/korozyona uğraması ve taşıyıcı direklerde yer alan makara sistemlerinin hasarlı olması nedenleriyle taşıyıcı direğin bağlantı noktasından kırıldığı değerlendirilmektedir" deniyor.

İlgili işletmenin acil eylem ve tahliye planının mevcut olmadığı tespit edilmiş, bahsi geçen teleferik hattını işleten firma ile yine teleferik hattının bakım ve onarımından sorumlu firmanın sorumlu ve çalışanlarının ve hatta Belediye Başkanı'nın aralarında yer aldığı gözaltı kararları verilmiş.


Yönetmelikte 'Onaylanmış Kuruluş' adı verilen, kablolu taşıma hizmetinin verilmesine dair Bakanlığa uygunluk veren kuruluşlardan bahsediliyor. Yönetmeliğin 27/15 maddesine göre bu onaylanmış kuruluşlar Mesleki Sorumluluk Sigortası yaptırmaları zorunlu.

Maalesef yönetmelikte başka hiçbir yerde sigortadan bahsedilmiyor.


Yani, insanları metrelerce yüksekte taşıyan sistemlerdeki risklere karşı bir sigorta zorunluluğu yok. Yine kocaman bir boşluk...


Kimi teleferikler belediye, kimileri il özel idaresi sorumluluğunda, ancak işletme sorumluluğu özel şirketlere devredilmiş.


Teleferik sistemleri, kabin, halat, taşıyıcı sistemler, alt sistemler gibi geniş alana yayılmış sistemler: Sigorta edilmeleri için halatların röntgen çekimi, taşıyıcı kabinlerin bakım ve onarım raporları, aktarma organlarının bakım ve kontrolü, ana makinenin bakım ve onarım raporu gibi detaylı mekanik aksam raporlarına ihtiyaç var.


Elbette birden fazla canı aynı anda taşıyan bu sistemlerin, yolcuların başına bir şey gelmesi durumunda sorumlulukları oldukça ağır. Bu nedenle kuralların hiçbir gevşemeye izin vermeden sıkı şekilde uygulanması gerekli.


Yaptığım internet araştırmalarında sadece 2014'te Ordu Belediyesi'nin teleferik hattı ve yolcular için sigorta yaptırdığı haberi var. Diğer taraftan bazı belediyelerin teleferik işletmeleri için sigorta ihalesi açtığını geçmiş tecrübelerimden biliyorum. Ancak bu sigortaların kapsamı, veya yolcular için istenen teminat limitlerine dair detaylı bilgiye ulaşamadım.


Teleferikle gezi çok keyifli ve zevkli olduğu kadar biraz tedirgin edici; sonuçta koca kabinde fazla sayıda insan, bir halata bağlı, metrelerce yüksekte seyahat ediyor. Yıllar içinde edinilen deneyimlerle sürekli gelişen ve güvenliği arttırılan bir sistem olsa da, geçmişte de üzücü kazalar olmuş:


1976- en korkunç teleferik kazası olarak bilinen İtalyan Cavalese Kayak Merkezi teleferik kazası; dolu bir teleferik inerken taşıyıcı çelik destek kablosunun kesilmesi, sonucu 42 ölüm.

1983- Singapur- Panama'ya kayıtlı Eniwetok adlı bir petrol sondaj gemisi iskeleden ayrıldığı sırada, sondaj kulesinin teleferiğe çarpması sonucu Sentosa teleferiklerinin iki kabini 55 metreden denize düşmüş, 7 kişinin ölümüne neden olmuş.

1990- Gürcistan- Tiflis teleferik kazası: Başkentte meydana gelen ve 19 kişinin ölümü ve en az 42 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan sebebi anlaşılamamış bir kaza.

1998- Cermis katliamı Cavalese ABD Deniz Piyadeleri'ne ait bir EA-6B Prowler uçağının kurallara aykırı bir şekilde çok alçaktan uçarak teleferiği destekleyen bir kabloyu kesmesi sonucu kaza meydana gelmiş, 20 kişi hayatını kaybetmiş

1999- Maling River Gorge teleferik kazası Çin'in Guizhou Eyaletinde teleferik 40 metre yüksekliğindeki vadinin dibine düşerek 14 kişinin ölümüne ve 22 kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Raporlara göre, sadece 10 kişilik olarak tasarlanan teleferikte 36 kişi bulunuyormuş.

1999- The Saint-Étienne-en-Dévoluy Teleferik kazası vadiye düşen kabindeki 20 kişi hayatını kaybetmiş. Sebebinin hız ve bakım sorunları olduğu belirtilmiş.

2021 İtalya-Stresa-Alpino-Mottarone Teleferiği'nde (yasaya aykırı şekilde çalıştırılan) bir hava tramvayını taşıyan kablo, İtalya'nın kuzeyindeki Maggiore Gölü yakınlarındaki Mottarone dağının zirvesinden yaklaşık beş metre kala kopuyor, kaza sırasında devreye girmesi gereken frenler devre dışı bırakıldığı için kabin yere çakılıyor. 14 yolcu hayatını kaybetmiş, ve bir çocuk ağır yaralanmış.

2023 Pakistan'ın Khyber Pakhtunkhwa eyaletinde bulunan Battagram şehri yakınlarındaki Allai vadisinde, başta öğrenciler olmak üzere yerel halk tarafından günlük okula gidip gelmek için kullanılan bir teleferik, kablolarından birinin kopması sonucu 274 m yüksekte mahsur kalmış. Tüm yolcular kurtarılmış.


Detaylarını paylaştığım yönetmelik, asansör, tarihi, kültürel veya miras olarak sınıflandırılan, 1/1/1986 tarihinden önce hizmete alınan ve halen faal olan ve tasarım ile yapım açısından önemli herhangi bir değişikliğe uğramamış olan, bu tür kablolu taşıma tesisatları için özellikle tasarlanmış olan alt sistemleri ve emniyet aksamları da dâhil olmak üzere kablolu taşıma tesisatlarını, tarım veya ormancılık amaçlı tesisatları, yalnızca malların ve özel olarak belirlenmiş kişilerin taşınması amacıyla dağ evleri ve kulübelerine hizmet veren kablolu taşıma tesisatlarını, kişilerin taşınması amacına yönelik olmayan, yalnızca dinlence ve eğlence amacıyla tasarlanan yerleşik ve seyyar araçları, madencilik tesisatlarını ve sınai amaçlar için kullanılan diğer yerleşik endüstriyel tesisatları, kullanıcıları veya taşıyıcıları su yolu ile taşınan tesisatları kapsamıyor.


Teleferik, zorlu arazilerde ulaşımı sağlayan son derece faydalı bir sistem. Ancak hem çok iyi bakılması, korunması hem de herhangi bir olayda acil müdahale ve kurtarma/tahliyeye hazırlıklı olunması gerekiyor. Kaza örneklerinden de görüldüğü gibi, şakası yok. Mevzuatın sadece kamuya ait olanlar için değil, tüm taşıma sistemlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekiyor. Özelleştirme kamunun üzerindeki yükü ve maliyetleri dengelemede tercih edilen bir yol olabilir ama konu insan canı ve güvenliği ise bu en başta kamunun sorumluluğudur. Teleferikler sadece zor arazilerde değil, yoğun trafik yaşanan şehirlerde de kullanılıyor. İmalat ve montaj sonrası düzenli bakımlar herhangi bir talebe bağlı olmaksızın tek bir merkezde toplanmalı, sıkı denetim ve sigorta zorunlu olmalı.


Bu kaza, en başta sorumluluk sigortaları olmak üzere, işletmeci ve alt taşıyıcıları ile tedarikçilerinin sahip olması gereken sabit kıymet, mesleki sorumluluk sigortalarını gündeme getirdi. Tesisin sigortalı olduğunu varsayarak, ölüm, yaralanma ve diğer manevi tazminat talepleri Üçüncü Şahsı Sorumluluk Sigortasının konusu olacaktır. Kabindeki zarar makine kırılması sigortası kapsamındadır, mekanik aksamdaki fiziksel zarar eğer genel şartlarda istisna edilen aşınma ve yıpranmalardan veya çürüme, paslanma veya oksidasyondan, atmosferik şartların sebebiyet verdiği tedrici bozulmalardan kaynaklanmadıysa yine Makine Kırılması kapsamında ödenebilir (Madde 3 -h ).


Kaza nedeniyle işletmenin faaliyetinin durdurulması ve bu sürede oluşan kar kaybı, tesisin kar kaybı sigortası olsa bile sigorta tarafından karşılanmayacaktır.

Kazayı duyduğumda çok üzüldüm, ama şaşırdım diyemem. Uzun süredir özel sektöre devredilmiş alanlarda ihmaller ve kusurlardan kaynaklanan bedeni ve maddi zararlar ülkede kanıksanır oldu. Bu yaşananlar genellikle kaderin değil, ihmal, sorumsuzluk ve insan hayatını ikinci plana atan, kar odaklı yaklaşımların sonucu. Kazalar oluyor, tarafların karşılıklı atışmalarını dinliyoruz, sonrasında ise ne olduğunu takip edemiyoruz. Eğer işletmenin acil durum ve tahliye planı olmadığı yönündeki bilgi doğruysa, bu dehşet verici gerçekten. İnsanların hayatlarını korumak ve kurtarmak için planı, hazırlığı olmayan işletmelere nasıl izin veriliyor? Hangi olaya baksak aynı durum, daha 2 hafta önce 29 canın gittiği gece klubü yangınında mekanın acil çıkışlarının olmadığı gerçeğinden farkı yok. Bu bakış açısının bir an önce değişmesi gerekli.


Kaza sonrası halkı bilgilendirme konusunda ilk etapta yaşanan karmaşa, çabuk toparlandı, kurtarma çalışmaları gece dahil devam etti. Hatta asılı kalanlar çok ürkütücü saatler yaşadılar. Bir kişinin hayatını kaybettiği ve bazı ağır yaralıların olduğu kazada daha fazla insanın zarar görmemesi teselli oldu.


Yaşıtlarım bilirler, *Antalya Teleferik kazası 80'lerde televizyonda gösterilen gerilim dolu "Pamuk İpliği (Hanging By a Thread)" filmini hatırlattı.


Temiz hava, güzel manzara için yapılan ve son derece keyifli olabilecek bir yolculuk, kabusa dönüştü.


Büyük geçmiş olsun.




79 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment


Olayın üzerinden az zaman geçmiş olmasına rağmen oldukça ayrıntılı, dünya kaza envanteri ile daha geniş anlamlandırmaya da izin veren bir değerlendirme yazısı olmuş. Değerli yazarı Sevgili Zeynep Türker'e teşekkür ediyorum. Devamını dilerim.

Like
bottom of page