top of page
Yazarın fotoğrafıZeynep Turker

SINIR AŞAN SİGORTALAR



Ülkemizi dünyada temsil eden, ilk sıralarda yer alan, gurur kaynağı çok uluslu şirketlerimiz, global markalarımız var.


Çok uluslu şirketler, devasa yapılar ve uluslararası üretim, ticaret ve finansal akımların serbestleşmesi sürecinin temel aktörleridir. Küresel ölçekteki risklerle ilgili farkındalıkları, fırsatları yakalayabilme yetenekleri ve risk yönetimi yaklaşımları gelişmiştir. Bölgesel ve küresel pratiklerle uyumlu çalışmayı zaman içinde öğrenen şirketlerde eğer sigorta programı şirketin büyümesi ile eş zamanlı gelişmezse, ortaya istenmedik sonuçlar ve zararlar çıkabilir. İşte bu nedenle çok uluslu şirketlerin sigorta programları, bütünsel ve detaycı bir bakış açısıyla ve çoklu perspektifle tasarlanmalıdır.


Yatırımların Türkiye sınırlarındaki riskleri ile sınırlı olduğu zamanlardaki bakış açısını, global bir perspektife dönüştürmek ve sigorta programı tasarımı deneyim, sabır ve çok çalışma gerektirir. Oldukça zahmetli bir süreç olmasının yanında, sigortanın bir satın alma olmanın ötesine geçtiği ve şirketin temel fonksiyonlarından biri olduğu, nadir ve ayrıcalıklı bir iştir. Nadir diyorum, çünkü, ülkemizin çok uluslu şirketleri olmasına rağmen, bütünsel ve yapılandırılmış global programa sahip olanların sayısı oldukça az.


Bugün size son derece sofistike ve uzmanlık gerektiren global sigorta programlarından ve başarılı ve özgün bir örnekten bahsedeceğim; Yıldırım Holding.


Temelleri 1963 yılında atılan Yıldırım Holding bugün 210 şirketiyle, 57 ülkede yaklaşık 25.000 çalışanı ile faaliyet gösteriyor. Bu çok uluslu şirketin ana merkezi Amsterdam , operasyon merkezi İstanbul’da. Ana faaliyet alanları madencilik, liman, gübre, enerji, deniz taşımacılığı olan grubun, yatırımlarının yarısından fazlası yurtdışında bulunuyor. Yıldırım Holding dünyada 4. büyük krom ve 2. büyük yüksek kalite ferrokrom üreticisi konumunda, toplamda 27 limanı ile de liman işletmeciliğinde devletlere ait limanların da olduğu listede ilk 10 da yer alıyor.

Geçtiğimiz hafta şirketin İstanbul'daki merkezinde eski mesai arkadaşlarım olan Yıldırım Holding CRO’su Hakan Kayganacı ve Global Sigorta Programlarından Sorumlu Direktörü Özge Güngör ile bir araya geldik ve onlardan 2023 de ilk kez yapılan Yıldırım Global Sigorta programı hakkında bilgiler aldım.


Öncelikle uluslararası (global) sigorta programı nedir ile başlayayım.

Birden fazla ülkede faaliyet gösteren bir işletme sahibi veya yöneticiyseniz, varlıklarınız ve sorumluluklarınız küresel pazarın risklerinden ve belirsizliklerinden korunmaya ihtiyaç duyar. Ayrıca ülkelerin farklı sigorta düzenlemeleri, yasalar ve geleneklerle başa çıkmanız gerekir, ülkelere has zorluklar ve karmaşıklıklarla da karşılaşırsınız. Uluslararası Sigorta Programları, farklı ülkelerde faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin, faaliyet gösterdikleri ülkelerin uygulamaları ile tutarlı ve uyumlu çalışan, tüm grup şirketlerinin risk ve yükümlülüklerini koordineli ve tutarlı bir şekilde teminat altına alırken aynı zamanda her bir yerel şirketin özel ihtiyaçları ve tercihlerinin de dikkate alındığı sigorta programlarıdır. Kısaca bir programı tasarlarken hedefler

• Yatırımlar için ortak riskleri ve etkilerini belirlemek

• Tüm yatırımlar için standart baz teminat yapısı yaratmak

• Tahmin edilebilir hasar senaryolarını tespit etmek

• Teminat kapsamı ve sigorta maliyetlerini kontrol etmek

• Ülkelerin yerel kanun ve uygulamalarına uyumlu hareket etmek

• Sigorta ve risk yönetiminde optimizasyon, yalınlık ve yeknesaklık sağlamaktır.


Uluslararası Sigorta Programları, bir ana poliçe (master policy) ile birlikte grubun faaliyet gösterdiği ülke veya bölgelerdeki sigortacılar tarafından düzenlenen lokal poliçelerle birlikte çalışır. Ana poliçe teminatın genel hüküm ve koşullarını belirlerken, lokal poliçeler bu teminatı yerel ihtiyaçlara ve her ülkenin kendine özgü yasa ve yönetmeliklerine uyarlar (fronting). Ana ve yerel poliçeler, şirketin dünya genelinde tutarlı ve kesintisiz hizmet almasını sağlayan sigortacılar, brokerler ve hizmet sağlayıcılardan oluşan bir ağ tarafından koordine edilir.


Global programlarda yönetimin desteği ve duruşu kilit önem taşıyor. Yönetim kurulu sigorta operasyonlarının merkezileşmesinin getireceği avantajların yanı sıra, risk ve sigorta ekibinin uzun dönem planlarını dinleyerek tam destek veriyor. Bu rüzgârın da verdiği güçle global sigorta programı yolculuğu hareketleniyor. Yöneticileri ile birlikte 8 kişi olan ekip 6 ay gibi kısa bir sürede dünya genelinde grubun risk haritasını çıkarıyor, tüm ülkelerdeki poliçeler inceleniyor, programın sahip olması gereken temel kapsamları belirliyor. Hedef, birbirinden farklı riskler barındıran endüstrileri tek bir çatı altında toplayarak standart, izlenebilir, esnek, uyumlu ve sürdürülebilir bir sigorta programı.


Sigorta bedellerinin, hasar verilerinin konsolide edilmesinde ve kontrolünde şirketin diğer birimleriyle koordineli çalışmalar yürütülüyor. Liman ve bazı maden sektörlerinde hali hazırda var olan tecrübelerinden de faydalanarak, kalan endüstriler ve faaliyet alanları için özel wording çalışması da bu sürede tamamlanıyor.


Bahsettiğim gibi global program hizmet sağlayıcılarla birlikte çalışılarak yapılabilir. Yıldırım Holding de global programı uygulamaya almak üzere, bu konuda deneyimli brokerler arasında ihale yapıyor. İhale kapsamı sadece sigorta plasmanından oluşmuyor, tüm risk ve hasar operasyonlarının da takip edileceği dijital platformdan, captive yeterlilik analizleri, risk mühendisliği ve bedel değerleme gibi bütünsel hizmetler ihale paketinde yer alıyor. Bu ihale brokerlerin yetkinlikleri, uzmanlıkları, global ağları ve yaklaşımlarını anlamak için de önemli bir fırsat oluyor.


Broker seçimini ardından, programın global reasürans piyasasına tanıtımı için roadshowlar ve tekliflerin toplanması süreci başlıyor. 2023 gibi sigorta maliyetlerinin yükselişe geçtiği, fiyatların artıp kapasitelerin daraldığı günlerde grup, birbirinden farklı risklere sahip bambaşka faaliyet kollarını tek bir poliçe altında topladığı sabit kıymet programına geçerek, sigorta primlerinde %50'ye yakın tasarruf sağlayarak müthiş bir sonuç elde ediyor.


Yakalanan avantajlar sadece maliyetle sınırlı değil. Teminat kapsamı genişlediğinden ülkeler daha önce yerelde alamadıkları ya da sınırlı kalan sigortalar yerine, ihtiyaçlarına çok daha uygun ve çeşitlilik içeren, özel durumların da dahil edildiği ve genişletmelerle zenginleştirilmiş bir sigorta programına kavuşuyorlar.


Prim ödemeleri belirli bir trafiğe kavuşuyor, network içinde bilgi ve iletişim daha hızlı oluyor. Hızlanmalarında en büyük desteği şirketlerin içinden belirlenen endüstri ya da ülke bazında verileri toplayıp, bilgileri aktaran ve ihtiyaçları tespit ederek raporlayan 50’ye varan risk champion çalışan oluyor. Bu sayede açıkta kalan riskler çok daha kolay tespit edilebiliyor, varsa sigortasızlık riski ortadan kaldırılıyor. Bu kazanımların yanı sıra merkezi sigorta birimi, programı sürekli izleyebildiği, gereken yerlerde değişiklik ve düzeltmeler için hızlı aksiyon almasına imkân veren bir platforma sahip oluyor.


Eski alışkanlıklar ve ilişkiler de yönetilmesi gereken faktörlerden biri. Günün sonunda grubun tüm şirketlerinin fayda sağladığı programın yarattığı avantajlar konusunda tüm ülkeler birleşiyorlar.


Bugün Yıldırım Holding, dünyada 57 ülkede geçerli, sabit kıymet, politik şiddet, sorumluluk, nakliyat ve yönetici sorumluluk olmak üzere 5 ana global programa sahip.


Uzun yıllar çok uluslu grupların Türkiye yatırımlarının programlarını yöneten ve sonrasında da Türkiye’nin çok uluslu şirketlerinin global programlarını tasarlayan ekiplerin üyesi olarak sürecin ne kadar zahmetli olduğuna ve içerdiği detaylara oldukça aşinayım. İddialı şekilde kısa bir sürede, bırakın bir ülkeyi, tüm ülkelerin verilerini toparlamak, risk analizlerinin yapılması, hasar senaryolarının oluşturulması, uygun limit ve muafiyetlere karar verilmesi kolay bir süreç değil. Orta ölçekli bir şirkette bile bu çalışmalar uzun zaman alırken, bunu tüm dünya genelinde yaptığınızı ve verileri standart formata yerleştirmek için yapılan ön hazırlıkları şöyle bir kafanızda canlandırmaya çalışın. Gün geliyor, sadece bir tek sigorta için sorular soruyoruz, araştırıyoruz, kafamızda soru işareti kalmasın diye bekliyoruz, bir yere daha soruyoruz, ikna olana kadar zaman geçiyor, koşullar değişiyor.


"Bir değil birden fazla sigorta türü ve 57 ülkede ayrı ayrı gelen her soruyu yanıtlamak, bilgi vermek ve hedeflerde birleşmek" Sigorta bir birliktelik, el ele ve iş birliği ile yapılmalıdır. Global programlarda teknik uzmanlık kadar, etkili iletişim ve yardımlaşma da son derece önemli hale geliyor. Ekip tüm süreç boyunca bir yandan da risk championlarının desteğiyle hedefleri anlatıp, program hakkında rehberler hazırlayarak sık sık eğitimler veriyor.


Bundan sonra hedef, ilk yıl edinilen bilgileri ve pratikleri geliştirmek, tespit edilen gelişim alanlarını iyileştirmek, artan risklere karşı daha çok kapasite almak ve risk analizlerinin sonucu çıkan senaryolara göre grubun sigorta programını konvansiyonel sigorta piyasasından Captive'e taşımak ve dijitalleşme. Captive hakkında daha önce kısaca bilgi vermiştim. Hali hazırda ülkemizde captive'i olan tek grubun danışmanı olma sıfatımla, Yıldırım Holding in yol hikayesi ve hali hazırda yürüttükleri çalışmalar hakkında sohbet etme fırsatımız da oldu. Bu vizyoner yaklaşım, sigortayı kurumun tıpkı diğer endüstrileri gibi kurum fonksiyonu haline getiriyor ve bugünden sinyallerini veren gelecekteki sigorta şartlarına hazırlıklı olmak açısından kurumu diğerlerinden avantajlı seviyeye çıkarıyor.


Kurumsal sigortacılığın pek bilinmeyen, sofistike ve ayrıcalıklı yönlerinden biri olan uluslararası sigorta programları, kurumların risk yönetiminde hayati bir rol oynuyor. Sigorta, risk yönetimini gerekli tutan ve teşvik eden özelliği ile risk yönetimine giden yolda iyi bir başlangıç noktası. Özellikle riskli durumlar için Red Flag (Kırmızı Uyarı Bayrakları) uyarıları ve sigorta yolu ile risk transferinin yapılabilmesi gibi üstün avantajları var.


Sigorta genellikle tekdüze ve geleneksel olarak algılanıyor. Ama daha dikkatli baktığınızda ne kadar büyük bir sistemin içinde sayısız risk ve sayısız paydaşla etkileşim içinde olduğunu görüyorsunuz.


Sadece sigortalanabilir risklerle sınırlı kalmayıp, çok daha geniş bir risk perspektifine odaklanması gereken risk yöneticilerinin şirketlerine katkıları her geçen gün daha da ön plana çıkıyor. Çok uluslu şirketlerin programları hem sigortaya getirdiği boyut, kurumlara sağladığı katma değer ve kazandırdığı geniş risk yönetimi bakış açısı ile bence, bu mesleği seçen genç meslektaşlarımız için de çok çeşitli kariyer imkanları sunuyor. Sigorta şirketi, sigortalı veya broker tarafında veri analizinden risk mühendisliğine, finansal analizlerden modellemeye, süreç yönetiminden underwritinge, sigorta operasyonlarının yönetimine kadar daha da ekleyebileceğim pek çok uzmanlık alanında kariyer yapmak mümkün.

Yıldırım Holding'in Risk Yönetimi ekibinin yoğun çabası, broker ve sigorta piyasasıyla etkin iletişimi ve uzmanlığı ile hayata geçen bu yaratıcı ve özgün sigorta ve süreç yönetimi programı, bu yıl Ferma’da ödüle aday gösterildi. 19 Kasım'daki finallerde şimdiden başarılar diliyorum.


Risk yöneticileri şirketleri için riskleri azaltmak ister ve global programlar, uluslararası sigorta risklerinin karmaşıklığını aşmaya yardımcı olur. Giderek daha fazla şirketin daha verimli ve etkili teminatların yanı sıra sektördeki dijitalleşmeden de yararlanabilmeyi sağlayan uluslararası programlara yöneleceğini söyleyebilirim.


Çok yakında ilk yılı dolacak olan programın yoğun yenileme çalışmaları arasında her dakikası kıymetli vakitlerini ayırdıkları için Hakan Kayganacı ve Özge Güngör e çok teşekkür ediyorum. Benim için de konuşmayı çok sevdiğim ama her zaman fırsat bulamadığım konularda sohbet etme fırsatı bulduğum ve çok keyif aldığım bir ziyaret oldu.


Kurumların risk yönetiminde dönüşümü tetikleyen ilham verici sigorta hikayelerine devam edeceğim.


Herkese iyi çalışmalar.

















84 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page