top of page

YARGI UYGULAMALARININ TSUNAMİ ETKİSİ

Güncelleme tarihi: 28 Mar


Dünya Ekonomik Forumu'nun 2025 Dünya Küresel Riskler Raporunun (WEF Global Risk Report) Güncel Küresel Risk Ortamında ilk sırada ulusal güvenlikle ilgili kaygılar ve savaşlar aldı. Son 3 yılda 5. sıradan ilk sıraya yerleşen bu risk önümüzdeki 2 yıl da da ilk sıralarda yer alacak gibi görünüyor.


Sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok noktasında halk hareketleri oluyor. Politika değişiklikleri açısından öngörülemeyen bir yıl olarak tanımlanan 2025'in daha çok toplumsal tehdidin ortaya çıkabileceği ve göz ardı edilemeyecek ekonomik risklerle birlikte, sadece devletler arasında değil, devletler içinde de şiddetini artıracak bir fırtına potansiyeli taşıdığı belirtiliyor.



Bazen bir protesto, bazen hak arayışı, bazen destek için insanlar isteklerini bir araya gelerek belirtiyorlar. Ancak bu eylemler esnasında bir karışıklık oluştuğunda, insanlar ve çevredeki binalar, araçlar zarar görebiliyor. Toplumsal olayların etkisi ve bu olaylar esnasında artan şiddet geleneksel terör ve sabotaj sigorta kapsamlarını aşan zararlarla sonuçlanabiliyor. Toplumsal olaylara karşı küresel sigorta piyasasının uzun süredir sunduğu Politik Şiddet Sigortası (Political Violence Insurance- PVI) çözümü var.

Politik şiddetin etkileri yaygın olabilir, fiziksel hasarın yanı sıra da uzun süren iş kesintileri ile de sonuçlanabilir. PVI temel olarak aşağıdaki risklerin gerçekleşmesi sonucu oluşan zararları ödeyen bir ilk ateş sigortası olup ;

Savaş ve Sivil Kargaşa, Ayaklanma, Devrim ve İsyan, Darbe ve/veya Ayaklanma

İç savaş, Sabotaj, Eylem veya Tehdit Terörizmi, Aktif Saldırgan, Grev, Lokavt sonucu sigortalı kıymetlerde meydana gelen fiziksel zararlar ve bunlardan kaynaklanan kar kaybı sigorta edilebilir.

Genel istisnaları ise: Nükleer, biyolojik, kimyasal ve radyolojik kirlenme (NBCR), iki veya daha fazla süper güç arasındaki savaş (ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Çin), siber saldırılar, aktif savaştır.


Bir diğer sigorta türü de Politik Risk ( Political Risk Insurance-PRI ). PRI, uluslararası faaliyeti olan şirketlerin faaliyetlerinin yurtdışında iş yaptığı ülke, kendi ülkesi ya da üçüncü bir ülke kaynaklı ve şirketin kontrolünde olmayan nedenlerle engellenmesi ya da zarar görmesi olarak tanımlanıyor. Yatırım riskleri sadece siyasi gelişmelerle sınırlı olmayıp yatırım yapılan ülkede meydana gelebilecek yasal, etik, kültürel nedenlerden meydana gelebilecek anlaşmazlıklar gibi daha karmaşık bir yapıya sahip. Bir ülkenin ekonomik sıkıntılar yaşaması politik istikrarın bozulmasına sebep olabileceği gibi, ülkedeki politik gelişmeler nedeniyle de ekonomik sorunlar yaşanabiliyor.


Politik Risk Sigortası yatırımcılara şirketin faaliyetlerini doğrudan etkileyebilecek ve faaliyetlerine müdahale edebilecek devlet kamulaştırması, savaş, politik şiddet, ayaklanma, terörizm, devlet ödeme temerrüdü, sözleşme ihlali ve belirli hükümet eylemleri (yeni kanunlar ve/veya düzenlemeler) terör veya savaş eylemleri gibi çeşitli riskler ve politik olaylar nedeniyle para kaybetme olasılığıyla karşı karşıya kaldıklarında koruma sağlıyor.


Halk hareketleri, kalkışma, darbe isyan gibi eylemler neticesinde oluşan fiziki zararlar için PVI veya PRI teminatları varsa poliçe sahipleri sigortalarından poliçelerinden faydalanabiliyorlar. Sonuçta zarar gören bir kıymeti yerine koymak mümkün, ancak bu olayların tetiklediği tsunami yaşanan fiziksel zararların çok çok ötesinde zararlar verebilir.


Ülkeler uluslararası düzeyde dikkat çeken halk hareketleri ve önemli olaylara sahne olduğunda politik atmosferin gerginliği tüm gözleri oraya çeviriyor. Hareketlenmeleri yakından takip eden uluslararası basın temel anayasal haklar, gözaltılar, tutuklamalar, yargı bağımsızlığı ve ekonomik sıkıntıları sürekli haber yaparak kendi ülkelerini ve vatandaşlarını bilgilendiriyorlar.


Bir ülkenin kalkınmasında sanayi ve teknoloji üretimi ve istihdamın artmasında yabancı yatırımcı önemli bir rol üstleniyor. Ancak toplumsal olaylar ve yargı uygulamaları yatırımcıları tedirgin ettiğinde rotalarını başka bir ülkeye çevirebiliyorlar. Hali hazırda ülkede yatırımı olanlar için ise sürdürülebilirlik ve yatırımlarını korumak önemli bir gündem haline geliyor. Hukukun etkinliği saygı, yargının adil kararlar verme konusundaki bağımsızlığına bağlıdır. Çok uluslu işletmeler ve yatırımcılar, müdahaleden bağımsız, güçlü ve istikrarlı bir yargıya sahip olan bir ulusun ekonomisine yatırım yapma konusunda güven duyduklarından, yargı ekonomik büyümenin temel direği görevini görür..


Daha önceki yazılarımda da paylaştığım gibi ülkelerdeki hareketleri dikkatle takip eden taraflara gelince bu olayların bir başka yakın takipçisi de küresel sigorta piyasası.


Bireyler belki bundan hemen etkilenmiyor ama, ülkede istihdam sağlayan pek çok sanayi kuruluşu, ticaret şirketleri, kamu ve/veya özel devam eden ve planlanan yeni yatırım projeleri için durum farklı. Bunların tümünde uluslararası finans ya da ticaret dünyasından yatırımcılar, bankalar devrede. Milyarlarca dolarlık yatırımlarda her türlü durum , yüzlerce sayfadan oluşan oldukça kapsamlı sözleşmeler yapılarak yürütülüyor. Tasarımdan, inşaata ve operasyonel döneme kadar projeler yüzlerce risk başlığı altında, bir avukatlar ordusu tarafından kapsamlı analizlerle inceleniyor ve risk yönetimine ek olarak son derece karmaşık sigorta anlaşmaları yapılıyor.


Koca koca şirketlerin bir kasko poliçesiyle ne işi olur diye düşünebilirsiniz. Bir sigorta poliçesi yaptırırken sigorta şirketi ile anlaşma yapıyoruz. Mütevazi bireysel poliçelerimizde madalyonun görmediğimiz diğer tarafı reasürans. Bildiğiniz gibi sigorta şirketleri de üstlendikleri riskleri reasürans piyasalarına trete veya fakültatif reasürans yoluyla devrediyorlar. Yani arka planda, sigorta şirketiyle reasürans piyasası arasında başka bir anlaşma var.


Her sözleşme gibi sigorta sözleşmelerinde de yargı sahası ve anlaşmazlık durumunda başvurulacak mahkemeler ve tahkim bilgisi yer alır. Örneğin ülkemizde düzenlenen tüm sigorta poliçelerinde Türk Hukuku geçerlidir.


Reasürans alanında geleneksel olarak tahkim, etkili, zaman ve maliyet açısından verimli yapısı nedeniyle kullanılmaktadır. Bu nedenle, reasürans sözleşmeleri sıklıkla, sözleşmeden doğan her türlü ihtilafın tahkim yoluyla çözülmesini gerektiren tahkim şartlarını içerir. Sigorta şirketlerinin kabul ettiği reasürans anlaşmalarında, hukuki anlaşmazlık durumlarında "arbitration - tahkim" de dünyada genel geçer kabul gören UK- Birleşik Krallık bazen de DIFC ( Dubai Uluslararası Finans Merkezi) mahkemeleri adres gösterilir.


Sonuçta tüm ülkeler direkt ya da dolaylı olarak birbiriyle ticari, ekonomik kültürel etkileşim içinde. Bir ülkedeki politik atmosfer ve ekonomik konjonktür ve yargı uygulamaları yurtdışı finans piyasaları kadar, bu sektörün ayrılmaz parçası sigortacıları da etkiliyor. Ülkenin yargı sistemi, yargı bağımsızlığı, o ülkedeki risk kabulünü, sigorta koşullarını ve maliyetini belirlerken sigortacıların dikkate aldığı önemli bir kriter. Hatta bazı ülkeler, yargı sistemleri ve adli kararlar nedeniyle yüksek risk grubunda yer alıyorsa, sigorta teminatı verilmemesi bile gündeme geliyor. "Nükleer Kararlar" yazımdan da hatırlasınız, sigortacılar ve risk yöneticileri farklı ülkelerdeki riskleri sigorta ederken ilgili ülkede alınan yargı uygulamalarını ve kararlarını da dikkate alıyorlar.


Kaygıların ilk sinyalleri genellikle sigorta şirketlerinin yurtdışındaki genel merkezlerinden gönderilen riskli ülkeler, artan riskler ve karşılığında verilen teminatlar, sigortalılar ve potansiyel sigortalılar listeleri ile kısa ve uzun vadeli stratejik yönlendirmelerle başlıyor. Yönlendirmeler artık uygulama haline geldiğinde sigortalılar teminatsız kalabilir, sigortasız kalmamak , sözleşmesel ve finansal yükümlülüklerini yerine getirebilmek için alternatif piyasalardan daha pahalı maliyetlerle teminat arayışına girmek zorunda kalabilirler. Bu yöntemlerle de sonuç alınamazsa riskler devletler tarafından üstlenilerek tüm vatandaşların riski haline gelir ve hızlı bir yalnızlaşma başlar.


Herkes işini, yatırımını ve vatandaşını sağlama almanın peşinde.


Diğer taraftan WEF Küresel Risk Raporu, iklim olaylarına bağlı risklerin 2 yıl içinde en üst sıraları alıp uzun süre de gündemden düşmeyeceğini gösteriyor. Seller, fırtınalar, depremler , kasırgalar tüm dünyayı, eko sistemleri, ekonomik dayanıklılığı bu kadar yakın mesafede tehdit ederken, doğal kaynaklar tükenme riskiyle karşı karşıya ve gelir eşitsizliğin uçurumları derinleşmeye devam ederken , herkes bir kendine gelip tüm dünyayı tehdit eden bu yıkıcı risklerle ilgili önlemleri daha çok konuşmaya ve dayanışmaya başlasa, tüm insanlığın hayrına olacak.




-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Önümüz bayram, sevdiklerimizle bir araya gelip, hasret gidermek, dinlenmek için güzel bir fırsat. Ben de anne yemekleri için gün sayıyorum. Bu güzel bahar ve bayram kavuşmalarını dinlenmek, yepyeni projeler ve sürprizlerin hazırlığı için en iyi şekilde değerlendirmeyi planlıyorum. Önümüzdeki 2 hafta boyunca yazılar yerine podcastler sizinle olacak.


Herkese sevdikleriyle beraber, huzurlu ve keyifli bayramlar diliyorum.


Sevgiyle kalın.



İlgili Blog Yazıları





Comments


bottom of page