top of page

ZAS'DAN HABERLER



Bu hafta da gündemim deprem ve afetler


Şurası bir gerçek ki, felaketler çözümleri tetikliyor. Almanya'daki sellerin sigorta piyasasına maliyetinin 6 milyar Euro'nun üzerinde gerçekleşmesi bekleniyordu. Bu tahminlere ileride olabilecek sel veya diğer doğa olayları dahil edilmemişti. "Mature" market dediğimiz - sigortalılığın oldukça yüksek olduğu ve risk algısının olgunlaştığı kıta Avrupası sigortacıları devletlerle işbirliği modellerini gündeme taşıdılar.


2024 bahar ve yaz aylarında Almanya'daki seller sonrasında kimi eyaletler, zorunlu sel sigortasını düşünebilecekleri yönünde beyanlar vermişti. En son birkaç hafta önce, Almanya'nın güneyinde gerçekleşen seller, zorunlu afet sigortalarını yine gündeme taşımış.


1999 depreminin ardından kurulan ve deprem konusunda dünyada örnek gösterilen bir koruma havuzu olan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), zorunlu afet sigortasını hayata geçirme konusunda da dünyaya örnek oluyor. Yıllar boyunca yaşanılan depremler sonrasında afetzedelerin yanında yer alan DASK, edindiği tecrübeler ile, olabilecek tüm doğal afetleri kapsayacak bir poliçeyi hayata geçirmenin arifesine geldi. 2023 Şubat depremlerinde çok hızlı hareket ederek, depremde konutları zarar görenlerle yakından ilgilenerek binlerce hasar dosyasını yöneten DASK, yapılan teknolojik yatırımlar, modelleme, Ar-Ge çalışmaları ile de konut sahiplerinin faydalanabileceği yeni afet sigortası ZAS (Zorunlu Afet Sigortası) geliştirildi.


ZAS medyada pek çok kez yer aldı. Ben de bu konuyu birçok defa bloğumda paylaşmıştım. Bu yıl Eylül ayında canlıya alınmasını bekliyorduk, fakat mevzuata ilişkin bazı değişik gereksinimlerinden kaynaklı olarak ZAS'ın devreye alınması biraz daha zaman alacak gibi. O zamana kadar, Türk Reasürans Genel Müdür Yardımcısı Erdal Turgut'la geçtiğimiz haftaki görüşmemizin notlarını paylaşarak ZAS hakkında son bilgileri vereyim.


ZAS genel hatlarıyla hazır. Sigorta şirketleri de takipteler ve ihtiyari konut poliçelerini revize etmek üzere altyapılarındaki hazırlıkları devam ediyor.

Bildiğiniz gibi ZDS- DASK'a tabi binalarda sadece deprem ve depreme bağlı oluşan zararların tazmini ve her metrekare başına belirli bir tutarla sınırlı. 1 Eylül 2024 itibariyle ZDS'nin en yüksek tazminat bedeli 1.567.179 TL olacak.


Çok yakında devreye girecek olan ZAS ise orman yangınları, heyelan, sel, fırtına gibi diğer doğal afetleri de içeren daha geniş bir teminat kapsamına sahip. Geniş teminat kapsamının yanı sıra ZAS pek çok yeni uygulamayı da içeriyor. Bunlardan biri, bence de son derece kıymetli bir teminat olan AİT ( Acil İhtiyaç Teminatı).


AİT, sigorta poliçesinde yer alan risklerden birinin gerçekleşmesi sonucunda devreye girecek olan bir nakit tazminat ödemesi. Bu ödeme sigortalı konutta oluşan hasardan bağımsız, ayrıca yapılan bir ödeme. Hepimiz şahit olduk: Bir afet anında nakit paraya olan ihtiyaç muazzam. Barınmak için, acil ihtiyaçları karşılamak için, afet bölgesinden uzaklaşmak, yeme, içme hijyen gibi temel ihtiyaçlar için, kısacası her şey için toplu paraya ihtiyaç duyuluyor. ZAS, AİT ile bu önemli soruna önemli bir çözüm yaratacak. Bu tazminat o anda konutu kim kullanıyorsa ona ödenecek şekilde çalışıyor, bu sayede doğru ihtiyaç sahibine destek verilmesi amaçlanıyor.


ZDS kapsamında olmayan köy ve çiftliklerdeki konutlar ZAS'da teminat kapsamında. Burada da tazminat ödemelerinde parametrik yaklaşım benimsenmiş. Bir köy evinin yapı tarzı kentlerden farklı olabilir. Afet sonrası Ağır- Orta -ve Hafif hasar durumuna göre belirlenen tazminat tutarını ödeyerek, mağduriyetin en kısa sürede çözülmesi hedeflenmiş.


ZAS sigortalı konutun bina kısmıyla ilgili; eşyalara gelen zararlar önceden olduğu gibi konut sigortası kapsamında sigorta şirketleri tarafından verilmeye devam edilecek. Bunun yanı sıra, yukarıda bahsettiğim AİT teminatı ile deprem dışı afetlerin sebep olduğu yapısal hasar dışındaki, eşya dahil tüm ihtiyaçlar için ZAS'ın belirli bir tutarının ilk ateş esasına göre ödemesi planlanıyor. Bu çözüm sigorta şirketlerinin ihtiyari konut fiyatlarını ayarlamalarını kolaylaştırmış. Sigorta şirketleriyle yapılacak işbirliği ile bir afet sonrası hem zorunlu ZAS hem de ihtiyarı konut hasarlarının ekspertizinin bir defada yapılmasının sağlanması da yenilikler arasında yer alıyor.


DASK'ın masasında ileriye dönük çok kıymetli bir proje daha var: "Bina rating" sistemi. Akademisyenlerle birlikte geliştirilen bu proje ile binaların afet skorlaması hedefleniyor. Risk skoru iyi olan binaların sigorta primleri de yüksek riskli olanlara göre indirimli olacak.


Bildiğiniz gibi ZDS sigorta primleri peşin ödemeli. DASK ZAS’ın hayata geçişiyle birlikte ödeme konusunda da adım atmış ve sigorta primlerinin taksitler halinde ödenebilmesi için yoğun çalışmalar yapıyor. Bu konudaki hedefi, tüm yıla yaygın bir ödeme takvimi ile vatandaşın hayatını kolaylaştırmak.  


DASK, ZAS'ın en iyi şekilde anlaşılması ve anlatılması için bölgeleşme faaliyetlerine tüm hızıyla devam ediyor. Diğer taraftan acenteler için eğitim videoları hazırlanıyor. 2025 yılında 5-6 ilde daha bölge ofislerini açarak eğitim ve farkındalık çalışmalarına hız verecekler. DASK TIR'ı ise ülkeyi dolaşmaya devam ediyor. Erdal Bey'le sohbetimiz esnasında DASK Tırı İzmir ve Antalya'dan sonra Karadeniz bölgesine gitmek üzere yola çıkmıştı. DASK teknolojik yatırımlara da tüm hızıyla devam veriyor; yakında hayata geçmesi planlanan diğer proje de 3D deprem simulasyonları. Sanal Gerçeklik (VR) ile deprem farkındalığı eğitimlerinin tüm vatandaşlara ulaşması hedefleniyor.


Malum hayatımız mobil. DASK'ın mobil uygulaması da çok yakında cep telefonlarımızda olacak. Bu uygulamanın (APP) hayata geçmesiyle sigortalılar tek tuşa basarak hasar ihbarlarını yapabilecek ve süreçleri takip edebilecekler. Hayatı kolaylaştırmak hedeflenmiş.


DASK'ın daha önce duyurduğu yenilikler ve 2023 Şubat depremlerinden sonra yapılan iyileştirmelerden daha önce blogda bahsetmiştim. Sigorta kapsamı üzerinde çalıştıkça DASK'da bu misyonu üstlenen herkes, teminat kapsamının daha da genişletilmesi, yaraların daha hızlı sarılması ve sigortaya olan güvenin artması için çok samimi ve yoğun bir gayret içinde.


Ama önemli bir sorun var: sigortalılık oranı. Her ay değişse de ülke genelinde sigortalılık oranı %50'nin biraz üstünde. 2023 depremlerini takip eden ay içerisinde 1 milyon adetten daha fazla ZDS sigorta poliçesi kayıtlara geçmişken, bugün o zaman yapılan poliçelerin %50'si yenilenmemiş! Deprem sadece gerçekleştiği bölgeyi değil, tüm ülkeyi etkiliyor. Şöyle düşünün, hastalık herkesin başına gelebilir, zorunlu olarak devlet güvencesi için maaşlarımızdan sigorta primlerimizi ödüyoruz. Ülkemiz bir deprem ülkesi ve hepimiz etkileniyorsak, zorunlu deprem sigortamızı da yaptırmamız gerekiyor. Bu kadar gerekli, bu kadar basit. Havuz büyümeli.


Açıkçası DASK kapsamında yapılan bu kadar çalışma, geliştirilen ürün ve çözümleri dinledikten sonra, düşük sigortalılık sorununun hala aşılamıyor olması düşündürücü. Aklıma pek çok soru ve çözüm geliyor.


Bildiğiniz gibi ZDS zorunlu, ama sigortasız olmanın bir yaptırımı yok. Neden yok? Örneğin trafik sigortasız araç; trafikte yakalandığı anda bağlanıyor, bir ceza var sonuçta. Konu deprem ve artık bundan sonra afet sigortası olunca neden bir yaptırımı yok?


Peki ceza vermeyelim, neden teşvik yok? Sonuçta bir konut sahibi, sorumlu ve bilinçli bir vatandaş olarak sigortasını yaptırmışsa, bunun karşılığında adına yapılmış başka bir abonelikte indirimden faydalandırılabilir mi? Ya da en basitinden, emlak ve çevre vergisinde ya da kendine ait aracın motorlu taşıt vergisinde indirim alabilir mi? Ya da, konut sahibinin zorunlu sigorta primine devlet katkısı olabilir mi?


Artık her bilgi e-devlette, buna ZDS poliçelerimiz de dahil. Mesela yenileme neden isteğe bağlı? Bu sigorta zorunlu, konut hala yerinde duruyorsa, mevcut ZDS poliçesi neden otomatik yenilenmiyor? Sonuçta primi sabit bir poliçeden bahsediyoruz. "Hangi acente" ya da "Kim yenileyecek" soruları akla gelebilir; yenileme otomatik olarak yapıldıktan sonra buna çözüm bulmak günümüz koşullarında çok da zor olmayacaktır düşüncesindeyim.


Aklıma takılan bir konu da ZAS devreye alındığında mevcut ZDS poliçelerinin durumu. Bu konuda organizasyonel çalışmalar hala devam ediyormuş. Mevcut mevzuata göre ZAS devreye alındığında yürürlükte olan ZDS'ler iptal olmayacak. Sigortalılar ZAS'ın devreye alındığına dair bilgilendirilecekler ve ek primini ödeyerek ZDS poliçelerini ZAS'a çevirmeleri gerekecek. Eğer ZDS sigortaları ZAS'a dönmezse, vadesi bitene kadar teminatı sadece deprem olan ZDS kalacak. Bu noktada daha önce teminat limitleri arttığında ortaya çıkan iletişim eksiklikleri ve deprem sonrasında limit değişikliği yapılmamış ZDS poliçelerinde yaşanan anlaşmazlıkları hatırlayın. Her ne kadar bu anlaşmazlıklar sonucu açılan davalarda DASK haklı bulunsa da, sonucun kimseyi memnun etmediği gerçeği ortada. Gönlümden geçeni daha önce de paylaşmıştım. Sigortalılığın arttırılması devletin de hedeflerinden biri. Mevzuatta yapılacak bir düzenleme ile ZDS poliçelerinin otomatikman ZAS'a dönüşmesi ve bir kereye mahsus ,fark priminin devlet tarafından karşılanması bence müthiş bir teşvik olurdu.


Türkiye bir deprem ülkesi, bu gerçeği kabul ettik. Diğer taraftan depremin yıkıcı sonuçları, açtığı yaraları iyileştirmek için harcanan her kuruş bizim milli servetimiz. Beklenen deprem senaryolarının ekonomik sonuçları ülkenin ekonomik ve siyasi bağımsızlığına önemli bir tehdit.


Durum böyleyken, ülkenin ve vatandaşların iyiliği ve güvencesi için yapılmış tüm bu çalışmaların, emeklerin hayata geçirilmesi için umarım daha fazla beklemeyiz. Aylardır konuşulan ZAS devrede olsaydı, İzmir'deki orman alanlarını etkileyen yangınların sonucunda oluşan zararların tazmini mümkün olabilirdi.


DASK ve beklenen ZAS'la ilgili son bilgiler ve görüşlerim bunlar. Değerli vakti ve paylaştığı bilgiler için Sayın Erdal Turgut'a tekrar çok teşekkür ediyorum.



Herkese güvenli günler.



DASK hakkında blog yazıları


DASK - YENİLİKLER, GÜNDEMDEKİLER, HABERLER


DASK -YENİLİKLER DEVAM EDİYOR- ZAS GELİYOR





...


115 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page