top of page

ÜLKENİN GÜNDEMİ NE ZAMAN GERÇEKTEN "DEPREM" OLACAK?



8 Ağustos 2024 tarihinde Japonya'nın güneybatısındaki Miyazaki eyaleti açıklarında 7,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi, tsunami uyarısı yapıldı. Japonya'nın güney ana adası Kyushu'da dokuz kişinin yaralandığı, ancak yaralanmaların çoğunlukla hafif olduğu belirtilen depremde ciddi bir maddi hasar bildirilmezken, deprem sonrası verilen tsunami uyarıları da daha sonra kaldırıldı.


Nükleer enerji santrallerinin bulunduğu bölgelerdeki depremler, Mart 2011'deki büyük deprem ve tsunaminin sebep olduğu Fukushima nükleer santrali felaketinden bu yana Japonya için büyük bir endişe kaynağı. Son depremin ardından haberlerin çoğu da enerji santrallerinin durumunu bildiren raporlardan oluşuyordu. Ancak 7.1'lik depremin ardından endişenin bitmediğini, mega deprem beklediklerini açıklayan Japon yetkililerin 707 belediyeye afete hazırlık uyarısı yaptığı, başka bir büyük deprem ihtimaline karşı kriz ekiplerine yakın takipte kalmaları ve vatandaşlara da yanlış bilgi yaymamaları konusunda çağrıda bulunduğu haberler arasında yer alıyor.


Deprem sonrası haberleri takip ettiğim tüm televizyon ve basın haberlerinde Japonya'nın depremle yaşamaya alışkın, insanların depremde zarar görmeyeceklerine dair kendilerini güvende hissettikleri, afet esnasında yapmaları gerekenleri daha küçücük yaşlardan itibaren öğrendikleri için paniğe kapılmadan deprem esnasında ve sonrasında organize ve düzenli hareket etmeyi bildikleri vurgulandı.


Özetle: Deprem ülkenin gerçeği, halk bu bilinç ve farkındalıkla yaşıyor, içinde bulunduğu binaya güveniyor, afet esnasında neler yapacağını biliyor.


7,1 büyüklüğünde deprem oluyor, kamera görüntüleri dehşet verici, 9 kişi hafif yaralanıyor. Ülke pür dikkat bir nükleer facia daha olmasın diye afet hazırlıklarını arttırıyor, alarma geçiyor. Her zamankinden daha çok tetikte bekliyor.


Ders almak bu.


Japonya deprem konusunda şahsına münhasır bir örnek. 4 yazı halinde yayınladığım Allianz Teknik serisinden hemen hatırlatma yapayım: 1995'te  Japonya Kobe'de 6.425 kişinin öldüğü, 25.000 kişi yaralandığı, 100.000 binanın hasar gördüğü veya yıkıldığı, 300.000 ailenin evlerini terk etmek zorunda kaldığı Büyük Hanşin depremi 200 Milyar USD zarara sebep olmuş. Bu deprem Japonya için en büyük öğrenim ve aslında en büyük uyanış olmuş. Bu depremden sonra ülkenin depremle yaşamada aldığı yol, bütün dünyaya örnek. Kobe depremi Japonya ekonomisinin %2,5'una denk gelen bir zarara sebep olmuş. Ülke depremi takip eden 2 yıl içinde 90 Milyar USD harcayarak depreme dayanıklı yepyeni bir şehir inşa etmiş. Hatırlayan var mı bilmiyorum ama, deprem sonrası şehrin yeniden inşasından sorumlu olan belediye başkan yardımcısı, denildiğine göre aşırı iş yükü ve siyasi baskılara dayanamayıp intihar etmişti.


Şubat 2023'teki depremler İstanbul yakınlarında meydana gelebilecek büyük bir depremin potansiyel etkilerini ortaya çıkardı; çok eski değil, üzerinden koskoca 25 yıl geçen 17 Ağustos 1999 depremi hala tüm acısıyla hafızalarda.


Evlerini kaybetmiş vatandaşlarımızın başlarını sokacak evlerinin yapılması ve hemen teslim edilmesi elbette birincil konu, barınma sorunun giderilmesi için yüzbinlerce (yaklaşık 650bin) konut yapılması gerekiyor. Barınmak tek konu değil ki, okullar, hastaneler, işyerleri var.


Ama bu yeterli mi?


2023 Şubat depremlerinden sonra yapılanları araştırmaya başladım. Taş üstünde taş kalmamış şehirlerde hayatın en azından günlük rutinine dönmesi için sadece devlet eliyle değil sivil toplum örgütleri ve gönüllü topluluklarla çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde yaşanan sıkıntılar devam ediyor.


Hatay'da çalışan sivil toplum örgütleri, deprem sonrası şehrin yeniden inşasına ilişkin çok insani ve önemli bir faktöre dikkat çekmişler. Geçmişi hatırlatmak diyebileceğim bu psikolojik etkiyi Önceki Şehirden Ödünç Almak olarak tanımlıyorlar.

Kısmen yerel halkla birlikte 6 adımdan oluşan metodoloji "öğren, dinle, anla, restore et, iyileştir, geleceğe hazırla" aşamalarından oluşuyor ve amaç şehirleri yeniden tasarlarken yerel halkın ihtiyaçlarını gözeterek, anılara geri dönmelerine sağlayacak bir şehir tasarımı yapmak.


"Önce başımızı sokalım, anılar öncelikli değil" diye düşünenleriniz olabilir, ancak 1999 depreminden sonra doğup büyüdüğü yer artık bambaşka bir yer olan, sadece hafızamda yaşatabildiğim, depremle birlikte çocukluğum ve gençliğimin anılarının da toz ve enkaz altında kaldığını bir Gölcük'lü olarak paylaşmak isterim. Şimdi Gölcük'te yaşayanlarla konuştuğumuz şehir kesinlikle aynı şehir değil.


Şimdi yapılan deprem konutları eski şehri hatırlatıyor mu? Yüreklerdeki yaralar nasıl iyileşecek?


Konumuza geri dönelim.

Bina yapım yönetmeliklerinde yapılan değişiklik duyurularına rastladım. Bağlantılarına yazının sonunda ulaşabilirsiniz.


Internet araştırmamda 2023 depremlerinin ardından TC. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın Dünya Bankası, UNDP, UN ve AB desteği ile hazırlanmış Türkiye Depremleri İyileştirme ve Yeniden Yapılandırma Değerlendirmesi raporuna denk geldim.


Rapor Türkiye Depremleri İyileştirme ve Yeniden Yapılandırma Değerlendirmesi (TERRA) depremlerin mali etkisinin bir değerlendirmesini ve bir "toparlanma vizyonunu" içeriyor.



TERRA, 2023 Şubat depremlerinin 103,6 milyar ABD Doları veya Türkiye'nin 2023 tahmini GSYH'sinin yüzde 9'una eşdeğer bir etkiye sahip olduğu yönünde bir ön sonuç ortaya koymuş. Ayrıca, depremde zarar gören her bir sektör için kısa, orta ve uzun vadeli hedeflere ilişkin öneriler sunulmuş.


Ön yazıdan alıntılarla devam edelim.


Depremlerin yol açtığı büyük hasarlar ışığında bu rapor, ülke genelinde hem yeni inşa edilen hem de halihazırda ayakta olan yerleşimlerin depremlere ve diğer afetlere karşı dayanıklı olmasını sağlamak için inşaat standartlarında ve düzenleyici politikalarda bir dizi değişiklik öneriyor. Tüm paydaşların (vatandaşlar, yerel yönetimler, kamu kurumları, meslek odaları ve akademi) katılımına dayalı olarak afet risklerine karşı dayanıklılığı arttırmak için ek önlemler de önerilmektedir. Önerilen bu tedbirler, bölge için bir iyileştirme vizyonu oluşturmak ve her sektör ve alt sektörde bazı ön öncelikli müdahaleleri belirlemek amacıyla raporda sunulan hasar tespitine dayanan iyileştirme vizyonunda detaylandırılmıştır.


Raporun 138. sayfasından itibaren TERRA'nın afet direnci için risk azaltma önlemlerine ilişkin tavsiyeleri yer alıyor.


Bulgu ve tavsiyelerden alıntılarla devam edelim.


Merkezi kontrol, yetki ve sorumluluklar, uzman ve teknik personel


Görev ve sorumlulukları farklı kurum ve kuruluşlara dağıtan çok aktörlü bir afet yönetimi yaklaşımı içeren TAMP, Turkey Disaster Risk Reduction Plan and Provincial Risk Reduction Plans/ Türkiye Afet Risk Azaltma Planı ve 81 il için hazırlanan İl Risk Azaltma Planlarının uygulanmasında yetki ve sorumluluğun ağırlıklı olarak merkezi hükümetin kontrolünde olmasının yol açabileceği sorunları ortaya koymuş. Ayrıca AFAD'ın bir koordinasyon birimi olduğu göz önünde bulundurularak yetki ve sorumluluklarının orantılı, insan gücü kapasitesine uygun ve etkin koordinasyonu sağlayacak şekilde belirlenmesinin uygun olacağı; bu kapsamda afet zararlarının en aza indirilmesi konusunda en yüksek kalite ve deneyime sahip uzman ve teknik personel istihdamının sağlanmasının da önemli olduğu belirtilmiş.

Afet müdahalesindeki aksaklıkların değerlendirilerek, olası yeni bir afet öncesinde bu aksaklıkların giderilmesine yönelik tedbirler alınması ve bölgenin afet müdahale kapasitesi arttırılması gerektiğine dikkat çekilmiş.


Dirençli Yerleşimler Mekânsal Planlara ilişkin raporda ise şu ifadeler yer alıyor: Kentlerin tarihi, sosyal ve kültürel dokuları ile sektörel gelişim stratejileri doğrultusunda, jeolojik etütler ve mikro bölgeleme çalışmaları dikkate alınarak yeniden hazırlanmalıdır. Yapılaşmanın yasaklanacağı alanlar zemin koşulları dikkate alınarak belirlenmelidir, ifadesi yer alıyor. Bilimsel çalışmaların sonuç verilerinin mekânsal planlara aktarılması, çalışma sonuçlarının afet riski açısından öncelikli yerleşmelerde yapılaşma kararlarında bağlayıcı hale getirilmesi, çalışmalarda belirtilen yasak ve önlemlere ilişkin koşulların daha sonraki aşamalarda izlenmesi ve denetlenmesine yönelik yasal ve idari mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir.


Dayanıklı Binalar

Yapı denetimine dikkat çekilmiş.

Yapı denetimi , mevzuata uygun ve dayanıklı yapılar inşa etmenin en önemli unsurlarından biridir. Bu kapsamda, yapı denetim firmalarının ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirmelerle düzenli olarak izlenmesini sağlayacak bir sistemin geliştirilmesi gerekmektedir. Uzmanlık gerektiren bir süreç olan yapı denetim hizmetlerinin kalitesinin arttırılması için denetim personeline yönelik uzmanlık eğitim programlarının oluşturulması ve yetkinliklerinin belgelendirilmesi gerekmektedir.


İyileştirme

Afet bölgelerindeki ekonomik ve sosyal hayatın bir an önce normale dönmesi, daha da gelişmesi ve risklere karşı dirençli hale gelmesi için kapsamlı ve bütüncül bir planlamanın şart olduğu belirtilmiş. İyileştirme faaliyetlerinin merkezi bir kurumun koordinasyonunda, katılımcı ve şeffaf bir şekilde hazırlanmış, somut hedefleri olan ve münferit tedbirler yerine bütüncül bir yaklaşım benimseyen tek bir master plan çerçevesinde yürütülmesinin önemi vurgulanmış. Ayrıca, planlama sırasında önceliklerin ve gelecekteki ihtiyaçların belirlenmesi için kamu kurumları, yerel yönetimler, akademisyenler ve STK'lardan oluşan bir teknik komitenin kurulmasının faydalı olabileceği belirtilmiş.


Finans

Depremden kaynaklanan hasarların giderilmesine yönelik finansal araçların çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi için bütüncül bir planlama yapılmalı ve finansal kaynakların etkin kullanımında afetin yol açtığı mali yükün hafifletilmesi için, tüm afet tehlikelerini kapsayan zorunlu deprem sigortası mekanizmasının geliştirilmesi ve başta depremden etkilenen bölge olmak üzere ülke geneline yaygınlaştırılması, afet sigortası beyan ve ödemelerinin etkin bir şekilde takibinin sağlanması elzemdir. Kamuya ait altyapı ve üstyapı varlıklarının da sigortalanmasını sağlayacak sistemlerin geliştirilmesine ilişkin yasal düzenleme yapılmalıdır. Yerel yönetimler tarafından afet risklerinin azaltılması için tahsis edilen ödeneklerin etkin bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır. Bireysel ve şirket sigortalarının kapsamı genişletilerek sigortalı ve sigortasız hasar arasındaki finansal uçurum kapatılmalı, riskler kamu ile paylaşılmalıdır, ifadeleri ile koruma açığı - Protection Gap- eksik sigorta ve sigortalılığın ve konu hakkında farkındalığın arttırılmasının altı çiziliyor.


Bilgi Sistemleri

Yapılan gözlemlere göre, afet yönetiminde çeşitli kamu kurumları tarafından geliştirilen bilgi sistemlerinin entegre bir şekilde çalışabilmesinin kritik önem taşıdığı, afet yönetimi sürecinde hemen her türlü bilgiye acil ihtiyaç duyulabileceği belirtiliyor.


Makroekonomik görünüm, zorluklar ve fırsatlar

Türkiye'nin makroekonomik açıdan güçlü ve zayıf yönlerini birlikte göz önünde bulundurarak depremlerin sosyo-ekonomik etkilerini ele alması gerekeceği, sağlam mali dengeler, düşük borç seviyeleri ve ülkenin yeniden inşa sürecini üstlenebilme kabiliyetinin toparlanma için güçlü yönler olarak değerlendirilebileceği belirtiliyor. Halihazırda enflasyonist baskılar ve yüksek finansman ihtiyaçları, Türkiye'nin felaketin boyutuna yanıt verme kapasitesini sınırlandıran unsurlar olarak değerlendirilmiş. .


Rapor ayrıca depremin eğitim, sağlık, inşaat, su, yerel yönetim hizmetleri, enerji, maden ve lojistik sektörlerine; tarım, sanayi, kültür ve turizme etkileri ve iyileşme planlarına yönelik tavsiyeleri aşamalarıyla detaylandırmış.


Raporun diğer başlıkları ise işsizlik, sosyal güvenlik, çevre, yönetişim, afet riskinin azaltılması ve insan hayatının korunmasına ilişkin deprem sonrası bulguları ve tavsiyeleri içeriyor .


2023 depremleri sonrası hazırlanan rapor, aslında çok yönlü şekilde deprem ve afete ilişkin hazırlıklı olma, afet sonrası hızlı iyileşmeye ilişkin tavsiyeler içeriyor. Deprem esnasında ve sonrasında neler daha iyi veya etkili yapılabilirdi sorusuna yol haritası öneriyor.


Açıklanan bir dizi idari tedbir listesinde neredeyiz?


Depremler gösterdi ki sigorta yaraları sarmada çok önemli bir destek. Hep altı çizilen ve arttırılması hedeflenen sigortalılık oranında depremlerden sonra neredeyiz?


Alınan tedbirler ve aksiyonları araştırmaya devam ederek, bulduklarımı paylaşacağım.


Yaz ayları bitiyor, Eylül itibariyle sigorta piyasasının etkinlik ve konferansları hız kazanacak. Monte Carlo, Baden Baden, Sigorta Haftası gibi pek çok uluslararası ve ulusal etkinlik yakında. Yıl içinde belirli noktalarına değindiğim ve fırsat buldukça tekrarladığım konuları hatırlatmaya, güncel gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğim.


Son haftalarda Türkiye'nin fay hatlarında artan hareketlilik dikkat çekiyor. Deprem uzmanları, hemen hemen her gün aktif fay hatlarıyla ilgili uyarılar yapıyor. Adana'da meydana gelen 4.6, 4.5 ve 4 büyüklüğündeki depremlerin ardından, Akdeniz'de de 4.9 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı.


Geçenlerde yeni bir yatırımın açılışında denk geldiğim kürsü konuşmalarında "Bu ülkenin tek gündemi deprem" cümlesi dillerden düşmüyordu.

Zaten hep dilimizde de, tüm modellemelerde gerçekleşme olasılığı her geçen gün güçlenen "Deprem ne zaman gerçekten gündem olacak?"


Herkese iyi çalışmalar




Allianz Teknik Blog Yazıları / Bir İdealin İlham Veren Hikayesi-


İlgili Bağlantılar;



33 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page